Kadınların vücut azalarını belli eden dar veya cildinin rengini belli eden şeffaf elbiseler giymeleri, kadınlar arasında olsa dahi caiz değildir.
Usame b. Zeyd radıyallahu anh’den: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem bana Kıptî dokumalarından dar bir rida veya elbise giydirdi. Ben de onu
hanımıma giydirdim. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana:
مَالك
لَمْ تَلْبَسْ وَفِي رِوَايَةِ ابْنِ بَشَّارٍ فَقَالَ رَسُول الله صلى الله
عَلَيْهِ وَسلم مَالك لَمْ تَلْبَسِ الْقِبْطِيَّةَ قُلْتُ كَسَوْتُهَا امْرَأَتِي
قَالَ مُرْهَا فَلْتَجْعَلْ تَحْتَهَا غِلالَةً إِنِّي أَخَافُ أَنْ يَصِفَ
عِظَامَهَا
“Neden Kıptî kumaşından elbiseyi giymedin?” dedi. Ben de:
“Ey Allah’ın rasulü! Onu hanımıma giydirdim” dedim. Rasûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem bana şöyle buyurdu:
“Ona emret de o elbisenin altına kalın bir şey daha giysin. Onun
kemiklerin hacmini belli etmesinden korkarım.”[1]
Ömer radıyallahu anh şöyle derdi:
لَا
تُلْبِسُوا نِسِاءَكُمُ الْقَبَاطِيَّ، فَإِنَّهُ إِنْ لَا يَشِفُّ يَصِفُ
“Kadınlarınıza kıptî kumaşından giydirmeyin. Zira o şeffaf ve dardır.”[2]
El-Munzir b. ez-Zubeyr rahimehullah, Irak’tan geldiğinde Esma bt. Ebi
Bekr radıyallahu anha’nın gözleri kör olmasından sonra, ona ince bir elbise
gönderdi. Esma radıyallahu anha o elbiseye eliyle dokundu, sonra şöyle dedi:
أُفٍّ
رُدّوا عَلَيه كِسوَتَهُ، قالَ: فَشَقَّ ذَلِكَ عَلَيه وقالَ: يا أُمَّه إِنَّهُ
لاَ يَشِفُّ، قالَت: إِنَّها إِن لَم تَشِفَّ فَإِنَّها تَصِفُ، قالَ: فاشتَرَى
لَها ثيابًا مَرويَّةً وقَوهيَّةً فَقَبِلَتها وقالَت: مِثلَ هَذا فاكسُني
“Öf! Bunu ona geri verin!” Bu iade el-Munzir’e ağır geldi ve:
“Ey anacığım! O şeffaf değildir” dedi. Esma radıyallahu anh:
“Şeffaf olmasa da vücudu belli eder” dedi. Bunun üzerine Munzir ona
başka bir elbise satın aldı, Esma radıyallahu anha onu kabul etti ve:
“Bana işte böylesini giydir” dedi.”[3]
Bundan dolayı kadınların, kadınlar arasında veya mahremleri yanında olsa
dahi pantolon giymeleri, özellikle bedeni belli eden dar pantolon giymeleri,
şeffaf elbiseler giymeleri caiz değildir. Peki ya yabancı erkeklerin önünde
bunları nasıl giyebiliyorlar?!
[1] Hasen. Ahmed (5/205)
Ziyau’l-Makdisi el-Muhtare (4/150) Taberânî (1/160) İbn Sa'd (4/59) Beyhaki (2/234) Bezzar (7/30) Hakim (4/187)
Taberani (1/160) Şeyh el-Elbani Semeru’l-Mustetab’da (1/318) hasen dedi.
[2] Sahih. Abdurrazzak
(7/51) İbn Ebî Şeybe (6/24)
[3] Hasen. İbn Sa’d Tabakat
(8/252) İbn Asakir Tarih (60/290) el-Elbani Cilbabu’l-Mer’e (s.127)