Kadının Kocasına Hizmeti

 İslam, kadına, kocasına hizmeti, evinde durmayı ve çocuklarına bakmayı vacip kılmamıştır” iddiasına gelince; Fatıma radıyallahu anha elindeki rahatsızlıktan şikâyet ederek Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e geldi ve ondan kendisine bir hizmetçi vermesini istedi. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem O’na ve Ali radıyallahu anhuma’ya şöyle buyurdu;

أَلاَ أَدُلُّكُمَا عَلَى مَا هُوَ خَيْرٌ لَكُمَا مِنْ خَادِمٍ إِذَا أَخَذْتُمَا مَضَاجِعَكُمَا فَسَبِّحَا ثَلاَثًا وَثَلاَثِينَ وَاحْمَدَا ثَلاَثًا وَثَلاَثِينَ وَكَبِّرَا أَرْبَعًا وَثَلاَثِينَ فَهُوَ خَيْرٌ لَكُمَا مِنْ خَادِمٍ

Size bu isteğinizden daha hayırlısını göstereyim mi? Yatacağınız zaman otuz üç kere tesbih, otuz üç kere hamd edersiniz ve otuz dört defa da tekbir getirirsiniz. İşte bu, sizin için bir hizmetçiden daha hayırlıdır.”[1]

Fatıma radıyallahu anh, kocasına ve evine hizmetinden dolayı çektiği sıkıntı sebebiyle şikâyet etmiş, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de, bunun kendisi için daha hayırlı olduğunu belirtmiştir.

İbn Habib - Esbağ – İbnu’l-Macişun tarikiyle İmam Malik’ten rivayet ediyor; “Ev hizmetleri kadına düşer. Bu yüzdendir ki, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ev içindeki işleri Fatıma’ya, ev dışındaki işleri ise Ali radıyallahu anh’e vacip kılmıştır.”[2]

İbnul Kayyım der ki; “Bunda şüphe yoktur. Kadınlardan şerefli olanı ile alçak olanı ve fakiri ile zengini arasında ayırım yapılamaz. Zira kadınların en şereflisi olan Fatıma radıyallahu anha kocasına hizmet ederdi.”[3]

Esma bt. Ebi Bekir radıyallahu anhuma dedi ki:

كُنْت أَخْدِمُ الزّبَيْرَ خِدْمَةَ الْبَيْتِ كُلّهِ وَصَحّ عَنْهَا أَنّهَا كَانَتْ تَعْلِفُ فَرَسَهُ وَتَسْقِي الْمَاءَ وَتَخْرِزُ الدّلْوَ وَتَعْجِنُ وَتَنْقُلُ النّوَى عَلَى رَأْسِهَا مِنْ أَرْضٍ لَهُ عَلَى ثُلُثَيْ فَرْسَخٍ

“Ben Zübeyr’in bütün ev işlerini görürdüm.” O Zübeyr radıyallahu anh’ın atını sular, yemini verir, üçte bir fersah uzak yerden kovalarla su taşırdı.[4]

Nebî sallallahu aleyhi ve sellem, Esma radıyallahu anha’nın kocasına hizmet ettiğini görünce ona; “Kocana hizmet etme, bu zulümdür” demedi! Bilakis, Zübeyr’in ve diğer sahabelerin hanımlarının kendilerine hizmet ettiklerini Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem biliyordu ve bunu kabul etmişti. Bu takrîrî bir sünnettir.

Muttalib b. Abdillah b. Hanteb radıyallahu anh der ki;

لَقَدْ دَخَلَتْ خَيْرُ الْعَرَبِ عَلَى سَيِّدِ الْمُسْلِمِينَ أَوَّلَ الْعِشَاءِ عَرُوسًا, وَقَامَتْ (مِنْ) آخِرَ اللَّيْلِ تَطْحَنُ, وَهِيَ أُمُّ سَلَمَةَ حِينَ دَخَلَتْ أَيِّمًا عَلَى رَسُولِ اللهِ صَلى الله عَلَيه وَسَلم

“Arabın hayırlısı, müslümanların efendisinin yanına gelin olarak girdi, düğün gecesinin başından, gecenin sonuna kadar un öğüttü. O, Ümm Seleme radıyallahu anha idi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanına dul olarak girmişti.”[5]

Seyyid Sabık diyor ki; “İşin başında ve sonunda Müslümanların örfü anlattığımız şekilde devam etmiştir. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in ve ashabın hanımlarını görmez misiniz? Onlar un öğütüyor, ekmek pişiriyor, yemek yapıyor, ev süpürüyorlardı. Bundan çekinen bir kadın olduğunu bilmiyoruz. Zaten kadınların bundan çekinmelerine de hoş bakılmazdı. Aksine, bu işlerde kusur ettikleri zaman döverlerdi. Bu işler, onlardan talep edilen bir hak olmasaydı, bununla mesul tutulmazlardı. İşte doğrusu da budur.”[6]

İbni Ömer radıyallahu anhuma'dan: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

كُلُّكُمْ رَاعٍ، وَكُلُّكُمْ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ، الإِمَامُ رَاعٍ وَمَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ، وَالرَّجُلُ رَاعٍ فِي أَهْلِهِ وَهُوَ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ، وَالمَرْأَةُ رَاعِيَةٌ فِي بَيْتِ زَوْجِهَا وَمَسْئُولَةٌ عَنْ رَعِيَّتِهَا، وَالخَادِمُ رَاعٍ فِي مَالِ سَيِّدِهِ وَمَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ وَالرَّجُلُ رَاعٍ فِي مَالِ أَبِيهِ وَمَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ، وَكُلُّكُمْ رَاعٍ وَمَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ

Hepiniz çobansınız ve hepiniz sürüsünden mes'üldür. Yönetici bir çobandır; o sürüsünden mes'üldür. Kişi ailesi fertlerine ço­bandır. O da onlardan mes'üldür. Kadın kocasının evine ve çocuklarına çobandır; o da onlardan mes'üldür. Hizmetçi, sahibinin malına çobandır; o da ondan mes'üldür. Kişi babasının malına bir çobandır ve ondan sorumludur. Hepiniz birer çobansınız ve hepiniz sürüsünden mes'üldür.”[7]

Husayn b. Mihsan radıyallahu anh, halasından rivayet ediyor; “Halam dedi ki: “Bir ihtiyacım için Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e gitmiştim. Buyurdu ki;

:« أَىْ هَذِهِ أَذَاتُ بَعْلٍ أَنْتِ؟ ». قُلْتُ : نَعَمْ. قَالَ :« كَيْفَ أَنْتِ لَهُ؟ ». قَالَتْ : مَا آلُوهُ إِلاَّ مَا عَجَزْتُ عَنْهُ. قَالَ :« فَأَيْنَ أَنْتِ مِنْه فَإِنَّمَا هُوَ جَنَّتُكِ وَنَارُكِ

Ey şuradaki! Sen evli misin?” Ben: “Evet” dedim.

Kocana nasıl davranıyorsun?” buyurdu.“Ona hizmette kusur etmiyorum” dedim. Bunun üzerine buyurdu ki;

Onun yanındaki yerini gözet. Zira o senin ya cennetin ya da cehennemindir.”[8]

Şeyh Elbani der ki; “Bu hadisin zahiri, kadının kocasına itaat etmesinin vacip olduğunu gösterir. Bunda şüphe yoktur. Bu konuda üzerine düşenler, evindeki hizmeti görmesi ve çocuklarına bakması gibi şeylerdir.”[9]

Allah Azze ve Celle buyurur ki;

الرِّجَالُ قَوَّامُونَ عَلَى النِّسَاءِ بِمَا فَضَّلَ اللَّهُ بَعْضَهُمْ عَلَى بَعْضٍ وَبِمَا أَنْفَقُوا مِنْ أَمْوَالِهِمْ فَالصَّالِحَاتُ قَانِتَاتٌ حَافِظَاتٌ لِلْغَيْبِ بِمَا حَفِظَ اللَّهُ

Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar (kocalarına gönülden) itaatkârdır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar.” (Nisa 34)

İbn Abbas radıyallahu anhuma ve başkaları dedi ki; “Bu ayetteki gönülden itaat eden kadınlar; kocalarına itaat edenlerdir.”[10]

İbn Teymiye, bu ayet hakkında der ki; “Saliha kadın, kocasına gönülden itaate devam eden kadındır.”[11]

Ebu Hureyre radıyallahu anh’den; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e: “Hangi kadın hayırlıdır?” diye soruldu. Buyurdu ki;

الَّتِى تَسُرُّهُ إِذَا نَظَرَ إِلَيْهَا وَتُطِيعُهُ إِذَا أَمَرَهَا وَلاَ تُخَالِفُهُ فِى نَفْسِهَا وَلاَ مَالِهَا بما يَكرهُ

Kendisine bakıldığında sevinç veren, emredildiğinde itaat eden, nefsinde ve malında hoşlanılmayan bir şeyle muhalefet etmeyen kadındır.”[12]

Bu hadis ve önceki ayet, karı koca arasındaki şer’î hukukta, kadının, marufta kocasına itaatinin vacip olduğunu gösterir. İbni Teymiye der ki; “Kadının, kocasına ev süpürme, yemek hazırlama, ekmek yapma, un öğütme gibi hizmetlerle itaat etmesi vaciptir. Zira Allah’ın Kitabı kocayı ona efendi kılmıştır. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sünneti de bunu göstermektedir.”[13]

Bu sözlerden sonra Şeyh Elbani der ki; “İşte doğru olan da budur. Kadının ev hizmetlerini görmesi gerekir. Malik’in, Esbağ’ın, Ebu Bekir İbni Ebi Şeybe’nin, el-Cuzecanî’nin, selef ve halef âlimlerinin kavli budur. Ayetin deliliyle, erkekler kadınlar üzerine idarecidirler.”[14]



[1] Sahih. Buhari (3502) Beyhaki (7/293) Tirmizi (3408) Ahmed (1/123, 153) Ebu Davud (2988, 5062-63) Darimi (2688) Humeydi (43) Abd b. Humeyd (79)

[2] İbn Hacer Fethu’l-Bari (9/506-507)

[3] Zadu’l-Mead (5/188)

[4] Sahih. Buhari (5224) Müslim (2182) Ahmed (6/347, 352) Taberani (24/94)

[5] Sahih. Hâkim (4/19) Beyhaki Şuab (7/317) İbn Sad (8/92) Nevevi Tehzibu’l-Esma (2/625) Zübeyr b. Bekkar Ezvacu’n-Nebi (s.43) Zehebi Siyeru A’lami’n-Nubela (2/205)

[6] Seyyid Sabık Fıkhu’s-Sunne (2/203)

[7] Sahih. Buhari (893, 2416, 6719) Muslim (1829) İbn Hibban (10/342-344) Ahmed (2/5, 54, 55) Beyhaki (7/291) Ebu Davud (2928) Tirmizi (1705) İbn Carud el-Munteka (1094)

[8] Sahih. Ahmed (4/341, 6/419) İbn Ebi Şeybe (3/557) Nesai Sunenu’l-Kubra (5/311) Beyhaki (7/291) Hâkim (2/206) Ebu Nuaym Marife (7424) Humeydi (355) Taberani (25/183) İbn Sad (8/459 İbn Ebi Asım el-Ahad ve’l-Mesani (5/509) Deylemi (4886) Elbani Adabu’z-Zifaf (s.286) es-Sahiha (2612)

[9] Adabu’z-Zifaf (s.286)

[10]  Taberi (8/294) İbn Kesir Tefsiri (2/293)

[11] Mecmuu’l-Fetava (32/275)

[12] Sahih. Ahmed (2/251, 432, 438) Nesai (6/68) Hâkim (2/175) Beyhaki (7/82) Taberi (5/60) Deylermi (2912) Hakîm et-Tirmizi (2/150) Elbani Sahihu Suneni’n-Nesai (3231)

[13] Mecmuu’l-Fetava (32/260, 34/90)

[14] El-Elbani Adabu’z-Zifaf (s.288)

İlkokullarda Kadın-Erkek Karışıklığının Hükmü

  Soru: “ Yedi yaşından küçük erkek ve kız çocukların aynı sınıfta din ve Kur’an dersi görmeleri caiz midir? ” Şeyh Ahmed b. Yahya en-Nec...