Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
وَقَرْنَ فِي بُيُوتِكُنَّ وَلَا
تَبَرَّجْنَ تَبَرُّجَ الْجَاهِلِيَّةِ الْأُولَى وَأَقِمْنَ الصَّلَاةَ وَآتِينَ
الزَّكَاةَ وَأَطِعْنَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ إِنَّمَا يُرِيدُ اللَّهُ لِيُذْهِبَ
عَنكُمُ الرِّجْسَ أَهْلَ الْبَيْتِ وَيُطَهِّرَكُمْ تَطْهِيراً
“Evlerinizde kalın ve ilk câhiliye kadınları gibi açılıp saçılmayın.
Namazı dosdoğru kılın; zekâtı verin; Allah'a ve Rasûlüne itaat edin. Ey ev
halkı! Allah, sizden günâh kirini gidermek ve sizi tertemiz kılmak istiyor.”
(Ahzab 33)
Ebu Hayyan şöyle diyor:
“Cahiliyede hür kadınlar da, cariyeler de bir elbise ve başörtüsü ile ama
yüzleri açık olarak çıkarlardı.” Yine şöyle demiştir:
“Cahiliyede kadınlardan
yüzünü açan da olurdu. Mukatil, ayette geçen “teberrüc” (açılıp saçılma)
kelimesini: başörtüsüyle yüzü bağlamadan örtmek şeklinde açıklamıştır.”[1]
İbn Hacer’in
Fethu’l-Bari’deki nakline göre el-Ferra şöyle demiştir: “Cahiliyede kadınlar
başörtülerini arkalarına salarlar, yüzlerini açık bırakırlardı. Bunun üzerine
yüzlerini örtmekle emrolundular”
Şeyh
Bekr b. Abdillah Ebu Zeyd’in Fetvası
“Teberrüc
(açılmanın) tarifi: Kadının
ziynetini ve güzelliklerini yabancı erkeklere göstermesidir. Teberrüc şu
şekillerde olur:
Kadının
yabancı erkekler önünde vücudundan bir şey göstermesi, tesettürü çıkarması, kadının
dış elbise altında kalan (ev içinde giydiği) elbise gibi ziynetlerinden bir şey
göstermesi, ayaklarındaki ziynet bilinsin diye yürürken ayaklarını vurması, yumuşak
ve kibar konuşması, erkeklerle kadınların bir yerde beraber bulunmaları ve musafaha
etmeleri.”
Kadın Tamamen Avrettir
Abdullah b. Mes’ud Radıyallahu anh’den; Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;
إِنَّ الْمَرْأَةَ عَوْرَةٌ ، فَإِذَا
خَرَجَتِ اسْتَشْرَفَهَا الشَّيْطَانُ ، وَأَقْرَبُ مَا تَكُونُ مِنْ وَجْهِ رَبِّهَا
وَهِيَ فِي قَعْرِ بَيْتِهَا
“Şüphesiz kadın
avrettir. Dışarı çıktığı zaman şeytan, bakışları ona çevirtir. Kadının Rabbinin
vechine en yakın olduğu yer, evinin ortasıdır.”[2]
et-Tayyibî der ki; “Hemen
anlaşılıveren odur ki; kadın evinde olduğu müddetçe, şeytan, insanlara vesvese
vererek tamaha düşüremez. Evinden çıktığında ise, hem tamah eder, hem ona tamah
edilir. Zira şeytanın en önemli tuzak kapısı kadınlardır.”[3]
Münziri der ki; “Şeytan
bakışları kadına çevirtir ve vesvese verir. Çünkü evinden çıkmakla kendisine
musallat olunmasına sebep olmuştur.”[4]
Şeyh Mukbil b. Hadi
el-Vadiî rahimehullah şöyle demiştir: “Tirmizi’nin İbn Mesud radıyallahu
anh’den rivayet ettiği:
“Kadın avrettir, dışarı çıktığı
zaman şeytan bakışları ona çevirtir” hadisinden dolayı kadın perde
arkasında şahitlik etmesi gerekir. Yine Allah Teâlâ’nın:
فَلَا تَخْضَعْنَ
بِالْقَوْلِ فَيَطْمَعَ الَّذِي فِي قَلْبِهِ مَرَضٌ
“Sözü yumuşak söylemeyin
ki kalbinde hastalık olan ümide kapılmasın” (Ahzab 32) ayetinden dolayı
sesini yumuşatması caiz değildir.”[5]
Kadınlara Evde Oturmalarının Emredilmesi
Ümmetin önceki ve sonraki
âlimleri ve muhakkikleri, Allah Teâla’nın;
وَقَرْنَ فِي بُيُوتِكُنَّ وَلَا تَبَرَّجْنَ تَبَرُّجَ الْجَاهِلِيَّةِ الْأُولَى
“Vakarınızla evlerinizde
oturun. Önceki Cahiliye açılıp saçılması gibi açılmayın.” (Ahzab 33)
ayetinden, Müslüman kadının evinde oturup zaruret haricinde dışarı çıkmamaları
gerektiği ve onların yabancı erkeklerle ihtilatının haram olduğu hükmünü
çıkarmışlardır.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in beyanı da bu konuda nettir:
Umm Seleme radıyallahu anha’dan: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem
eşlerine şöyle buyurdu:
إِنَّمَا هِيَ هَذِهِ الْحَجَّةُ ، ثُمَّ
الْجُلُوسُ عَلَى ظُهُورِ الْحُصُرِ فِي الْبُيُوتِ
“Sadece bu hac için çıkabildiniz. Sonra size evlerde hasırlar
üzerinde oturmak düşer.”[6]
Sevde radıyallahu anha’ya;
“Kız kardeşlerinin yaptığı gibi hac ve umre yapsan olmaz mı?” denilince dedi
ki;
“Ben hac ve umre yaptım.
Bunun üzerine Allah bana vakarla evde oturmamı emretti.” Ravi der ki;
“Allah’a yemin olsun, o
cenazesi çıkarılana kadar evinden çıkmadı.”[7]
İmam Muhammed Kitabu’l-Kesb'de şöyle demiştir: “Erkeklerin
kadınlara su taşımaları için bazı kaplar temin etmeleri gerekir. Çünkü kadın
abdest almak ve su içmek için suya muhtaçtırlar. Abdest yerine teyemmüm etse
bile su içmeden edemez. Nehirlerden, kuyulardan ve havuzlardan su almak için
çıkması mümkün olmaz. Ahzab suresi 33. ayeti ile kadınlar evde oturmakla
emrolunmuşlardır. Bunları getirmek erkeğin vazifesidir. Şeriat nafaka teminini
erkeğe yüklemiştir."[8]
İfadeye dikkat edilirse;
içme suyu bulunan kadının abdest için çıkamayacağı belirtiliyor. Artık
kadınlar, şehir şebekesinin de bulunduğu günümüzde ne gibi zaruretlerin
çıkmalarını gerektireceğini hesap etsinler…
Kadınlar İçin Evlerinin
Daha Hayırlı Oluşu
Kadınların (akşam, yatsı ve sabah namazları gibi) karanlıkta
çıkabilecekleri gece namazları için mescide çıkmayı istemeleri halinde
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem erkeklere izin vermelerini tembihlemiş,
lakin evlerinde kılmalarının daha hayırlı olduğuna uyarmıştır:
İbn Ömer
radıyallahu anhuma’dan: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
إِذَا اسْتَأْذَنَكُمْ
نِسَاؤُكُمْ بِاللَّيْلِ إِلَى المَسْجِدِ، فَأْذَنُوا لَهُنَّ
“Hanımlarınız
gece mescidde (cemaatle) namaza çıkmak için izin istediklerinde onlara izin
verin.”[9]
İbn Ömer
radiyallahu anhuma’dan: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
لَا تَمْنَعُوا
نِسَاءَكُمُ الْمَسَاجِدَ، وَبُيُوتُهُنَّ خَيْرٌ لَهُنَّ
“Kadınların
mescide çıkmalarına engel olmayın. Evlerinde kılmaları ise onlar için daha
hayırlıdır.”[10]
Umm Seleme
radıyallahu anha’dan: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
خَيْرُ مَسَاجِدِ
النِّسَاءِ قَعْرُ بُيُوتِهِنَّ
“Kadınların
en hayırlı mescidleri evlerinin ortasıdır.”[11]
Ümmü Humeyd es-Saidiye
Radıyallahu anha, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e gelip dedi ki;
“Ey Allah’ın Rasulü! Ben
seninle beraber namaz kılmak istiyorum.” Bunun üzerine buyurdu ki;
قَدْ عَلِمْتُ أَنَّكِ تُحِبِّينَ الصَّلاَةَ
مَعِى، وَصَلاَتُكِ فِى بَيْتِكِ خَيْرٌ لَكِ مِنْ صَلاَتِكِ فِى حُجْرَتِكِ، وَصَلاَتُكِ
فِى حُجْرَتِكِ خَيْرٌ مِنْ صَلاَتِكِ فِى دَارِكِ، وَصَلاَتُكِ فِى دَارِكِ خَيْرٌ
لَكِ مِنْ صَلاَتِكِ فِى مَسْجِدِ قَوْمِكِ، وَصَلاَتُكِ فِى مَسْجِدِ قَوْمِكِ خَيْرٌ
لَكِ مِنْ صَلاَتِكِ فِى مَسْجِدِى
“Benimle namaz kılmak
istediğini biliyorum. Lakin evinin ortasında kıldığın namaz, evinin avlusunda
kıldığı namazdan hayırlıdır. Evinin avlusunda kıldığın namaz da, mahalle
mescidinde kıldığın namazdan hayırlıdır. Mahalle mescidinde kıldığın namaz ise,
senin için benim şu mescidimde kıldığın namazdan hayırlıdır.”[12]
Bu saliha ve takvalı hanım
sahabiyenin, ahlaklı ve dindar olmasına rağmen, Rasulullah sallallahu aleyhi ve
sellem ona daha doğru ve daha hayırlı olanı açıklamış, ona namaz kılabileceği
yerleri fazilet sırasına göre saymıştır. Fazileti en az olan yer, evine en uzak
olan yerdir. Çünkü evi dışında daha fazla yol yürüyecek ve bakışlara daha çok
maruz kalacaktır.
Bu da gösteriyor ki,
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, kadınları mümkün mertebe evinden
çıkmaktan alıkoymak istemekte, onların dışarı çıktıkları takdirde meydana
gelebilecek tehlikelere işaret etmektedir.
Takvalı ve saliha bir
kadının, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ile namaz kılmak için çıkması
müstehap olmadığına göre, kadının ders için, çalışmak için, siyasi alanlara ve
gezmek için çıkabileceği nasıl söylenebilir ve onlar nasıl olur da dışarı
çıkmaya davet edilir!?
Aişe
radıyallahu anha’dan: “Şayet Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem kadınlarda
benim gördüğüm şeyleri görseydi, tıpkı israiloğullarının kadınlarının
mescidlerden yasaklandıkları gibi, onları mescidlere çıkmaktan yasaklardı.”
Ravi Amre
dedi ki: “İsrailoğullarının kadınları mescidlerden yasaklandılar mı?” Aişe radıyallahu
anha: “Evet” dedi.[13]
İbn Ömer radıyallahu anhuma Nebi sallallahu aleyhi ve
sellem'in:
لَا تَمْنَعُوا
النِّسَاءَ حُظُوظَهُنَّ مِنَ الْمَسَاجِدِ، إِذَا اسْتَأْذَنُوكُمْ
“Sizden izin istedikleri zaman kadınların mescidlerden
nasiplerine engel olmayın” şeklindeki sözünü naklettiği zaman
kardeşlerinden biri
“Evet, Allah'a yemin ederim, biz onları Allah'ın
camilerinden men edeceğiz” diye karşılık verdi. Bunun üzerine İbn Ömer bu
karşılığı veren kardeşine kızarak kendisini dövdü ve dedi ki:
“Ben "Nebi sallallahu aleyhi ve sellem 'Kadınları
mescide gitmekten men etmeyiniz” dedi" diyorum. Sen ise buna karşılık
'Evet onları men edeceğiz' diyerek ısrar ediyorsun'.[14]
İbn Ömer radıyallahu anhuma'nın kardeşi bu hadise
insanların bozulmuş olduğunu kesinlikle bildiğinden muhalefet etmişti. İbn Ömer
radıyallahu anhuma'nın ona karşı duyduğu kızgınlık ise, onun özür beyan
etmeksizin doğrudan Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in hadîsine
muhalefet etmesinden ileri geliyor.
Ebû Ömer
Şeybânî’den, o şöyle demiştir: “İbn Mes’ûd radiyallahu anh kadınların Cuma günü
mescide çıktıklarını görünce dedi ki:
اخْرُجْنَ إِلَى
بُيُوتِكُنَّ خَيْرٌ لَكُنَّ
“Evlerinize
dönmeniz sizin için daha hayırlıdır.’”[15]
İbn Mes’ûd radiyallahu anh, kadınların evlerinde vakarla
oturmalarını teşvik ederek dedi ki:
إِنَّمَا النِّسَاءُ عَوْرَةٌ، وَإِنَّ الْمَرْأَةَ
لَتَخْرُجُ مِنْ بَيْتِهَا، وَمَا بِهَا مِنْ بَأْسٍ، فَيَسْتَشْرِفُ لَهَا
الشَّيْطَانُ فَيَقُولُ: إِنَّكِ لَا تَمُرِّينَ بِأَحَدٍ إِلَّا أَعْجَبْتِيهِ،
وَإِنَّ الْمَرْأَةَ لَتَلْبَسُ ثِيَابَهَا، فَيُقَالُ: أَيْنَ تُرِيدِينَ؟
فَتَقُولُ: أَعُودُ مَرِيضًا، أَشْهَدُ جِنَازَةً أَوْ أَصَلِّي فِي مَسْجِدٍ،
وَمَا عَبَدَتِ امْرَأَةٌ رَبَّهَا بِمِثْلِ أَنْ تَعْبُدَهُ فِي بَيْتِهَا
“Şüphesiz kadın bir avrettir. Kadın evinden sakınca
görmeyerek çıkar da şeytan bakışları ona çevirtir ve: “Sen bir kimseden
hoşlanmasan ona uğramazsın” der.” Kadın dış elbisesini giyince ona: “Nereye
gidiyorsun?” denilir. O da: “Hasta ziyaret edeceğim” veya “Cenazeye
katılacağım” ya da “Mescidde namaz kılacağım” der. Hâlbuki kadın, evinde
yaptığı ibadet gibisiyle rabbine ibadet edemez.”[16]
Kur’an ve Sünnet,
kadınların ve erkeklerin karışık bulunmalarını yasakladığı gibi, buna vesile
olan her şeyi de haram kılar. Bunun Kur’an-ı Kerim’deki delilleri;
Allah Teâla buyuruyor ki;
وَقَرْنَ فِي بُيُوتِكُنَّ وَلَا تَبَرَّجْنَ تَبَرُّجَ الْجَاهِلِيَّةِ الْأُولَى
وَأَقِمْنَ الصَّلَاةَ وَآتِينَ الزَّكَاةَ وَأَطِعْنَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ إِنَّمَا
يُرِيدُ اللَّهُ لِيُذْهِبَ عَنْكُمُ الرِّجْسَ أَهْلَ الْبَيْتِ وَيُطَهِّرَكُمْ تَطْهِيرًا، وَاذْكُرْنَ مَا يُتْلَى فِي بُيُوتِكُنَّ
مِنْ آيَاتِ اللَّهِ وَالْحِكْمَةِ إِنَّ اللَّهَ كَانَ لَطِيفًا خَبِيرًا
“Evlerinizde karar kılın,
eski cahiliye âdetinde olduğu gibi açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı
verin, Allah'a ve Resûlüne itaat edin. Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden, sadece
günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor. Evlerinizde okunan Allah'ın
âyetlerini ve hikmeti hatırlayın. Şüphesiz Allah, her şeyin iç yüzünü bilendir
ve her şeyden haberi olandır.” (Ahzab 33-34)
Allah Azze ve Celle’nin bu
emri, bütün mümin ve Müslüman kadınları kapsamaktadır. Böylece fesat
vesilelerinden uzaklaşarak korunmuş olacaklardır. Zira kadınların ihtiyaç
haricinde dışarı çıkmaları, açılıp saçılma ve yabancı erkekle halvet gibi pek
çok kötülüklere sebep olmaktadır.
Sonra kadınlar, kendilerini
kötülük ve çirkinliklerden alıkoyacak olan Salih ameller işlemekle
emrolunuyorlar. Bunlar da, namaz kılmaları, zekât vermeleri, Allah’a ve
Rasulüne itaat etmeleridir.
Bundan sonra da kendilerine
hem dünyada hem ahirette faydalı olacak şeylere yönlendiriliyorlar; Kur’an-ı Kerim
okumak ve ona tabi olmak, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in tertemiz
sünnetine sarılmak. İşte bunlar kalbi cilalandırır, pisliklerden temizler,
hakka ve doğruya irşat eder.
Allah Azze ve Celle,
kadınların evde durmasını emrederken; “قرار"
kelimesini kullanıyor. Bu da demektir ki; kadının evde durmasında nefsi için
istikrar, kalbi için rahat, göğsü için inşirah (genişleme) vardır. Evden
çıktığında ise, nefsine sıkıntı, kalbine endişe, göğsüne de darlık hâsıl olur.
Kadınların
Evde Oturmaya Sabretmelerinin Fazileti
Cabir b. Abdillah
radiyallahu anhuma’dan: “Biz Rasûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında otururken bir kadın geldi ve:
“Allah’ın selamı üzerine
olsun ey Allah’ın rasulü! Ben kadınların sana gönderdiği bir elçiyim. Allah
erkeklerin de, kadınların da rabbidir. Âdem aleyhi's-selâm erkeklerin de,
kadınların da babasıdır. Allah seni erkeklere de kadınlara da göndermiştir.
Erkekler Allah yolunda çıkıp öldürülüyorlar ve rableri katında diridirler,
rızıklanırlar. Allah’ın kendilerine verdikleri ile sevinmektedirler.
Çıktıklarında bilmedikleri ecilerleri de vardır. Biz ise onlara hizmet ediyor
ve evimizde oturuyoruz. Bizim ecrimiz nedir? Rasûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem ona dedi ki:
أَقْرِئِي النِّسَاءَ عَنِّي السَّلَامَ وَقُولِي لَهُنَّ:
إِنَّ طَاعَةَ الزَّوْجِ تَعْدِلُ مَا هُنَاكَ وَقَلِيلٌ مِنْكُنَّ تَفْعَلُهُ
حَقُّ الرَّجُلِ زَوْجَتُهُ
“Kadınlara benden selam
söyle ve de ki: Muhakkak kocaya itaat bunlara denktir. Fakat içinizden
kocasının hakkını eda eden çok azdır.”[17]
[1] Ebu Hayyan Bahru’l-Muhit (7/240)
[2] Sahih.
İbn Huzeyme (3/93 no:1685-1687) İbn Hibban (12/412, 413) Tirmizi (1173) Bezzar
(5/427, 428) Taberani (10/108) Taberani Evsat (8/101) Abdulhak el-İşbili Ahkâm
(2/46) Hatib Tarih (8/451) Darekutni İlel (5/314-315) İbn Hazm el-Muhalla (4/201)
İbnu’l-Munzir el-Evsat (4/261) Ebu Tahir es-Silefi Tuyuriyyat (915) Darekutni
merfu olarak rivayetinin sahih olduğunu belirtti. Elbani de sahih olduğunu
belirtmiştir. Bkz.: es-Sahiha (2688) Şuayb el-Arnaut, İbn Hibban’ın tahkikinde:
“Muslim’in şartına göre sahih” demiştir.
* İbn
Ömer radıyallahu anhuma’dan hasen isnadla
merfu olarak: Taberani Evsat (3/189) Münziri ve Heysemi dediler ki; “Bunu
Taberani Evsat’ta İbn Ömer radıyallahu anhuma’dan sahih isnad ile rivayet
etti.” Bkz.: Mecmauz Zevaid (4/314) Tergib ve Terhib (1/304)
* Ebu Said el-Hudri radıyallahu anh’den:
Deylemi (6713)
* İbn
Mes’ud radıyallahu anh’den sahih isnadla
mevkuf olarak da rivayet edilmiştir: İbn Ebi Şeybe (2/157) Taberani (9/295)
[3] Münavi Feyzu’l-Kadir (6/266)
[4] Tergib ve Terhib (1/306)
[5] El-Muktarah (s.114)
[6]
Sahih. Taberani (23/313) Taberani Evsat
(6/198) Ebu Ya'la (12/312) Busayri İthaf (2652) İbn Hacer Metalibu Aliye (1590)
Elbani Sahihu’t-Tergib (1168)
Şuayb el-Arnaut da sahih demiştir. Elbani Sahiha (2401)
Hadis mütevatirdir:
* Zeyneb bt. Cahş radiyallahu
anha’dan: sahih ligayrihî.
Ahmed (6/324) İbn Sad (8/207-208) İbn Cevzi Ahkamu’n-Nisa (s.109)
* Ebu Hureyre
radiyallahu anh’den sahih isnadla: Ahmed (2/446) Bezzar (1077, 1078) Beyhaki (5/228) Tayalisi (1647,
2312) İbn Sad (8/55) Tahavi Muşkilu’l-Asar (5603) Taberani (24/33) Ebu Ya’la
(13/80) İbn Cevzi Ahkamu’n-Nisa (s.109) Huseyn Selim Esed: “Sahih”, Şuayb el-Arnaut “hasen” demiştir.
* İbn Ömer radiyallahu anhuma’dan sahih
ligayrihi. İbn Hibban (9/20 no:3706) Taberani Evsat (7926) Ebu
Ya'la’ya nispetle: İbn Hacer Metalibu Aliye (1591) Busayri İthaf (2653)
* Ebu Vâkid el-Leysî radiyallahu
anh’den sahih isnadla: Ahmed (5/218) Ebu Davud (1722)
Ebu Ya’la (3/32) Taberani (3/252) Beyhaki (5/228) İbnu’l-Cevzi el-Hadaik (2/336) el-Elbani ve Fethu’l-Bari’de (4/88) İbn Hacer sahih demişlerdir.
* Sevde bt. Zem’a radiyallahu
anha’dan: Sahih ligayrihî.
Ahmed (6/324) İbn Sad (8/207-208) İbn Cevzi Ahkamu’n-Nisa (s.109)
* Aişe radiyallahu anha’dan: Sahih ligayrihî. Ahmed (6/68)
İbn Kayyım İ'lamu’l-Muvakkiin (4/221)
[7]
Sahih mevkuf. İbn Sa’d (8/55, 208) Salebi el-Keşfu
ve’l-Beyan (8/34) Kiyalherasi Ahkamu’l-Kuran (4/62) Cessas
Ahkamu’l-Kuran (5/229)
[8] Muhammed b. Hasen eş-Şeybani, Kitabu’l-Kesb (s.49) Bkz.: Serahsi Şerhu Kitabi’l-Kesb (s.89)
[9] Sahih. Buhari (865) Muslim (422)
[10] Sahih. Ebu Davud (567) İbn Huzeyme (1684)
Ahmed (2/76, 77)
[11] Sahih. İbn Huzeyme (1683) Hâkim (1/327) Ahmed
(6/297, 301) Taberani (23/313) Ebu Ya’la (12/454 no: 7025)
[12] Hasen. Ahmed (6/371) İbn
Huzeyme (3/95 no:1689) İbn Hibban (5/595) İbn Ebi Şeybe (2/157) Ru’yani (2/233)
İbn Ebi Asım el-Ahad ve’l-Mesani (6/150) Taberani (25/148) İbn Abdilberr
et-Temhid (23/398) Şuayb el-Arnaut ve Elbani de hadisin hasen olduğunu
söylemişlerdir.
* Hafız İbn Hacer Fethu’l-Bari’de (3/318); “Ahmed’in isnadı
hasendir. Ebu Davud’un İbn Mesud radıyallahu anh’den rivayeti bunun şahididir.”
demiştir.
* Yine Ebu Bekr el-Esram’ın Nasihu’l-Hadis’inde (s.112) Ebu Hureyre
radiyallahu anh’den rivayeti de bunun şahididir.
[13] Sahih. Buhari (869) Muslim (445)
[14]
Sahih. Buhârî (899) Muslim (442) Ebû
Dâvûd (568)
[15] Hasen. Taberânî, (9/294); Beyhakî, Şu‘ab (3/186)
[16] Hasen. Taberânî, (9/294)
[17]
Hasen. İbn Ebi’d-Dunya Mudaratu’n-Nas
(173) İbn Ebi’d-Dunya el-Iyal (528) İbn Bişran Emali (11)