Erkeklerin Tesettürü

 Erkeğin Avreti

Abdullah b. Amr radiyallahu anhuma’dan: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

وَإِذَا أَنْكَحَ أَحَدُكُمْ عَبْدَهُ أَوْ أَجِيرَهُ فَلا يَنْظُرَنَّ إِلَى شَيْءٍ مِنْ عَوْرَتِهِ فَإِنَّ مَا أَسْفَلَ مِنْ سُرَّتِهِ إِلَى رُكْبَتَيْهِ مِنْ عَوْرَتِهِ

Biriniz kölesini veya işçisini evlendirdiği zaman avretinden bir şeyine bakmasın. Zira onun göbeğinden altı ve dizinden yukarısı avretindendir.”[1]

İbn Abbâs radiyallahu anhuma‘dan Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

الْفَخِذُ عَوْرَةٌ

Uyluk avrettir.”[2]

İmam Buhari rahimehullah Sahih’inde şöyle demiştir: “İbn Abbâs, Cerhed ve Muhammed b. Cahş'a nispet edilen bir hadiste Nebî sallallahu aleyhi ve sellem:

Uyluk avrettir" buyurmuştur. Enes b. Malik şöyle demiştir:

“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem uyluğunu açtı.” Enes radiyallahu anh’den gelen hadis sened bakımından daha sağlamdır. Cerhed'den gelen hadis ise daha ihtiyatlıdır. Ancak bu şekilde, bu konuda ihtilaftan kurtulunur.”

İmam Buhari’nin bahsettiği Enes radiyallahu anh hadisi şudur:

Enes b. Malik radiyallahu anh’den: "Nebî sallallahu aleyhi ve sellem Hayber'e sefer düzenledi. Orada gece karanlığının sonlarına doğru sabah namazını kıldık. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir bineğe bindi. Peşi sıra Ebu Talha radiyallahu anh bindi. Onun terkine de ben bindim. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bine­ğini Hayber sokağında gezdiriyordu. Bu esnada dizim onun uyluğuna değiyordu. Sonra Nebî sallallahu aleyhi ve sellem uyluğundan izarını kaldırdı. Uyluğunun beyazlığını görebiliyordum…”[3]

Bu hadis yoruma açık (muteşabih) bir delildir. Uyluğun avret olduğunu belirten rivayet ise muhkem olup, tercih edilmesi gereken uyluğun avret olmasıdır. Allah en iyi bilendir.

Dizkapakları ise avret değildir: Ebu Musa radıyallahu anh’den:

«أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ قَاعِدًا فِي مَكَانٍ فِيهِ مَاءٌ، قَدِ انْكَشَفَ عَنْ رُكْبَتَيْهِ أَوْ رُكْبَتِهِ، فَلَمَّا دَخَلَ عُثْمَانُ غَطَّاهَا»

“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem su bulunan bir yerde dizkapakları açık halde oturuyordu. Osman radıyallahu anh girince onları örttü.”[4]

Erkek Omuzları Açık Olarak Namaz Kılamaz

Ebu Hureyre radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

لاَ يُصَلِّي أَحَدُكُمْ فِي الثَّوْبِ الوَاحِدِ لَيْسَ عَلَى عَاتِقَيْهِ شَيْءٌ

Biriniz iki omuzunda elbiseden bir şey olmaksızın tek elbise içinde namaz kılmasın.”[5]

Bu yüzden İmam Ahmed, iki omuzu açık halde namaz kılan kimsenin namazının bâtıl olduğunu açıkça söylemiştir. Allah’ın bize din kıldığı hak budur.

Yine Ebû Hureyre radiyallahu anh‘den: “Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

مَنْ صَلَّى فِي ثَوْبٍ وَاحِدٍ فَلْيُخَالِفْ بَيْنَ طَرَفَيْهِ

Kim tek parçalı kumaş içerisinde namaz kılarsa onu iki omuzu arasında çaprazlasın.”[6]

Namazda Tek Elbiseye Sarınmak

Abdullah b. Ömer radıyallahu anhuma’dan: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

إِذَا صَلَّى أَحَدُكُمْ فِي ثَوْبٍ وَاحِدٍ فَلْيَشُدَّهُ عَلَى حَقْوِهِ، وَلَا تَشْتَمِلُوا كَاشْتِمَالِ الْيَهُودِ

Sizden biriniz üst elbiseyle namaz kılarsa düğmelerini iyice pekiştirsin. Yahudiler gibi sarınmayın.”[7]

Ömer b. El-Hattâb radıyallahu anh birisinin tek elbiseye sarınmış olarak namaz kıldığını görünce şöyle dedi:

“Yahudilere benzemeyin! Biriniz tek elbiseden başka bir şey bulamamışsa onu izar edinsin.”[8]

Said b. Haris dedi ki: “Cabir b. Abdillah radiyallahu anhuma’ya tek elbiseyle namaz hakkında sorduk. Dedi ki:

“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber seferlerinden birine çıktık. Ben gece bir işim için ona gitmiştim. Geldiğimde namaz kılıyordu. Üzerimde tek elbise vardı ve onu sarınarak Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında namaza durdum. Namaz bitince:

«مَا السُّرَى يَا جَابِرُ» فَأَخْبَرْتُهُ بِحَاجَتِي، فَلَمَّا فَرَغْتُ قَالَ: «مَا هَذَا الِاشْتِمَالُ الَّذِي رَأَيْتُ»، قُلْتُ: كَانَ ثَوْبٌ - يَعْنِي ضَاقَ - قَالَ: «فَإِنْ كَانَ وَاسِعًا فَالْتَحِفْ بِهِ، وَإِنْ كَانَ ضَيِّقًا فَاتَّزِرْ بِهِ»

Neden gece vakti geldin ey Cabir?” dedi. Ben de ihtiyacımı ona haber verdim.

Gördüğüm bu sarınma nedir?” dedi. Ben de:

“Elbise dar idi” dedim. Buyurdu ki:

Eğer elbise bol ise ona sarın. Dar ise onu (belden aşağısını örtecek şekilde) izar edin.”[9]

Bu hadiste müslümanın namaza en mükemmel halde girmesi emredilmektedir.

Ebu Hureyre radiyallahu anh’den: "Adamın biri Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e gelip bir tek elbise ile namaz kılmanın hükmünü sordu. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

«أَوَكُلُّكُمْ يَجِدُ ثَوْبَيْنِ» ثُمَّ سَأَلَ رَجُلٌ عُمَرَ، فَقَالَ: «إِذَا وَسَّعَ اللَّهُ فَأَوْسِعُوا»، جَمَعَ رَجُلٌ عَلَيْهِ ثِيَابَهُ، صَلَّى رَجُلٌ فِي إِزَارٍ وَرِدَاءٍ، فِي إِزَارٍ، وَقَمِيصٍ فِي إِزَارٍ وَقَبَاءٍ، فِي سَرَاوِيلَ وَرِدَاءٍ، فِي سَرَاوِيلَ وَقَمِيصٍ، فِي سَرَاوِيلَ وَقَبَاءٍ، فِي تُبَّانٍ وَقَبَاءٍ، فِي تُبَّانٍ وَقَمِيصٍ

Herbirinizin iki elbise bulabiliyor mu?” buyurdu. Sonra adam, Ömer radiyallahu anh'e aynı soruyu sordu. O da şöyle cevap verdi:

“Allah'ın size verdiği imkânlara göre hareket edin. Elbiselerinizi üzerinize alın. İzarı ve ridası olan, bunlarla; izarı ve gömleği olan bunlarla, izarı ve kaftanı olan, bunlarla, uzun paçalı donu (sirval) ve ridası olan bunlarla, uzun paçalı donu ve gömleği olan bunlarla; uzun paçalı donu ve kaftanı olan bunlarla, paçasız donu ve uzun gömleği olan bunlarla na­maz kılsın.”[10]

Bu hadis tek elbiseyle namaz kılmanın caiz olduğunu ifade etmektedir. Bu da avreti örten izardır. Bu, namazda veya namaz dışında avret sayılan yerleri örtmesiyle bilinen elbisedir.

Muhammed b. el-Munkedir'den: “Câbir b. Abdillah radiyallahu anhuma'nın yanına gittim. O esnada bir parçadan oluşan elbisesine dolanmış şekilde namaz kılıyordu. Ridası ise kenarda duruyordu. Namazını bitirince:

“Ey Ebu Abdillah! Ridasız namaz mı kılıyorsun?” dedik. O da şöyle karşılık verdi:

نَعَمْ، أَحْبَبْتُ أَنْ يَرَانِي الجُهَّالُ مِثْلُكُمْ «رَأَيْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يُصَلِّي هَكَذَا»

“Evet, sizin gibi cahiller beni bu şekilde görsün diye böyle namaz kıldım. Zira ben, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'i bu şekilde namaz kılarken gördüm.”[11]



[1] Hasen. Ahmed (2/187) Ebû Dâvûd (496) Darekutni (1/230) Hatib Tarih (2/278) Ebû Nuaym Hilyetu'l-Evliyâ (10/26) Beyhaki (2/229) el-Elbani İrvau’l-Galil (271)

[2] Hasen. Tirmizî, (2796); Ahmed, (1/275, 3/478)

[3] Sahih. Buhârî (371)

[4] Sahih. Buhari (3695).

[5] Sahih. Buhari (359) Muslim (516)

[6] Sahih. Buhârî, (360) Ahmed (2/255, 427, 520) Ebû Dâvud, (627).

[7] Sahih. İbn Huzeyme (769) Hâkim (1/383) Beyhaki (2/236)

[8] Sahih mevkuf. Abdurrazzak (1/352) İbn Ebi Şeybe (1/278)

[9] Sahih. Buhârî (361) Muslim (3010)

[10] Sahih. Buhari (365)

[11] Sahih. Buhârî (370)

İlkokullarda Kadın-Erkek Karışıklığının Hükmü

  Soru: “ Yedi yaşından küçük erkek ve kız çocukların aynı sınıfta din ve Kur’an dersi görmeleri caiz midir? ” Şeyh Ahmed b. Yahya en-Nec...