Kadının kardeşleri, babaları gibi mahremlerine ve kadınlara karşı avreti ise kendiliğinden görünen dışında açması caiz olan; başı, yüzü, elleri, boynu ve ayaklarıdır.
Ebu Ubeyde b. Abdillah b. Zem’a’dan: “Annesi Zeyneb
bt. Ebi Seleme, ez-Zubeyr b. el-Avvam radıyallahu anh’ın hanımı Esma bt. Ebi
Bekr’i emzirmişti. Zeyneb bt. Ebi Seleme dedi ki:
فَكَانَ الزُّبَيْرُ يَدْخُلُ عَلَيَّ وَأَنَا أَمْتَشِطُ، فَيَأْخُذُ
بِقَرْنٍ مِنْ قُرُونِ رَأْسِي
“Zubeyr ben taranırken yanıma girer, saç bölüklerimden
birini tutardı...”[1]
Bu hadis, kadının mahremleri yanında saçlarını gösterebileceğine
delalet eder.
Şeyh el-Elbani’nin Bu Konuda Fetvası
Şeyh el-Elbani rahimehullah’ın kızı Sukeyne, babasına şöyle sormuştur:
“Kadının babasının, erkek kardeşinin ve mahrem akrabalarının yanında
başörtüsü örtmesi caiz midir, yoksa örtmemeli midir?
Şöyle cevap verdi: “Onların yanında başörtüsü örtmesi veya örtmemesi
eşittir. Her ikisi de caizdir. Soru, caizliği hakkında olduğu sürece bu
caizdir. Lakin caiz demem iki şeyi kapsar:
* Her ikisinin de caiz olması şunu da kapsar:
* Yapılması terk edilmesinden daha faziletli olan ki buna da “caiz” denir.
Bu yüzden ben burada, “her ikisi de caizdir” dedikten sonra bir şeyi
açıklamak istiyorum: Şüphe yok ki Müslüman kadının evinin ortasında dahi
başörtü örtmeyi adet edinmesi, evde yabancı bir kimse olmadığı gerekçesiyle
yarı çıplak durmaması daha faziletlidir.
Evde yabancı bir kimse olmayabilir. Zira evde mesela kocası, oğlu ve hatta
kızından başka kimse bulunmayabilir. Lakin onların – kocası haricinde,
çocuklarının – annelerinin bedeninden, farz olan tesettüre ek olarak, örtünmeyi
âdet edinmediği bir kısmı görmeleri caiz değildir. Nitekim bu konuda çok
defalar bahsettik.
Ama şimdi şunu söylemek istiyorum: daha faziletli olan örtünmeyi adet
edinmelidirler. Bu da uzun bir elbise giymeleridir. Bugün “roba” dedikleri,
düğmeli, uzun entari olabilir. Eğer daha kısa olursa en azından eklemlere kadar
olmalıdır. Başörtüsü örtmeyi adet edinmeli, başını ve saçlarını örtmelidirler.
Bu farz değildir lakin müstehaptır. Bu meselede görüşüm budur.”[2]