Kadının Tesettürü


1- Örtü Bütün Vücudu Örtmelidir

Cahiliye devrinde de kadınlar başörtüsü kullanırlardı. Fakat yalnız enselerine bağlar veya arkalarına bırakırlar, yakaları önden açılır ve gerdanları olduğu gibi görünür ziynetleri ortaya çıkardı.[1]

Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَقُلْ لِلْمُؤْمِنَاتِ يَغْضُضْنَ مِنْ أَبْصَارِهِنَّ وَيَحْفَظْنَ فُرُوجَهُنَّ وَلَا يُبْدِينَ زِينَتَهُنَّ إِلَّا مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَلْيَضْرِبْنَ بِخُمُرِهِنَّ عَلَى جُيُوبِهِنّ

Mü'min kadınlara da söyle: Onlar da gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Kendiliğinden görünenler dışında ziynetlerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine indirsinler…” (Nur 31)

İbn Kesir Tefsir’inde şöyle demiştir: “Başörtülerini, yakalarının üstüne salsınlar” âyetinde, kadınlar için yapılan ve uçları geniş olan nikaplar kastedilmektedir. Bunlar Câhiliye devri kadınlarının âdet ve görünüşlerine muhalefet etsinler di­ye göğüs ve gerdanlarını örtmek üzere kadınların göğüsleri üzerine ko­nulur. Câhiliye devri kadınları böyle yapmazlardı. Aksine kadın, erkek­ler arasında göğsü açık olarak dolaşır, göğsünü herhangi bir şeyle ört­mezdi. Bazen olurdu ki boynunu, saç örgülerini ve kulaklarındaki kü­peleri de açıkta bırakırdı. Allah Teâlâ mü'min kadınlara, gerek görü­nüşleri ile ve gerekse halleriyle örtünüp gizlenmelerini emretmiştir…”[2]

Nitekim başka bir âyette şöyle buyrulur:

يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ قُلْ لِأَزْوَاجِكَ وَبَنَاتِكَ وَنِسَاءِ الْمُؤْمِنِينَ يُدْنِينَ عَلَيْهِنَّ مِنْ جَلَابِيبِهِنَّ ذَلِكَ أَدْنَى أَنْ يُعْرَفْنَ فَلَا يُؤْذَيْنَ وَكَانَ اللَّهُ غَفُورًا رَحِيمًا

Ey Nebî! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin hanımları­na söyle; dış örtülerini üzerleri­ne alıp örtünsünler. Bu onların başkaları tarafından tanınıp rahatsız edilmemeleri için daha uygundur. Allah, çok bağışlayan, çok merhamet eden­dir.” (Ahzab 59)

Bu ayet, cilbab (dış örtü) giyme ve idnâ (üzerinden sarkıtma) emrini içermektedir. Bu da yüzü örtmeyi kapsar. Zira ayetin devamında: “Tanınıp eziyete uğramamaları için” buyrulmuştur. Bu ayet, cariyelere bir emir değil, sadece hürleredir. Zira “Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle” buyruluyor, “elinin altındaki (cariye)ler” demiyor. Cariyeler müminlerin hanımlarından da değildir.

Cilbabı (dış örtüyü) salmak; yüzü de dâhil, kadının bütün vücudunu örtmesi demektir. Aişe radıyallahu anha hadisi de bunu göstermektedir; İfk hadisesi olduğu sırada, Safvan b. Muattal radıyallahu anh onu görmüş, Aişe radıyallahu anha demiştir ki;

“Safvan’ın istirca’ı (inna lillah ve inna ileyhi raciun demesi) üzerine uyandım, hemen yüzümü cilbabımla örttüm.”[3]

Muhammed b. Sîrîn dedi ki:

سَأَلْتُ عُبَيْدَةَ، عَنْ قَوْلِهِ: {قُلْ لِأَزْوَاجِكَ وَبَنَاتِكَ وَنِسَاءِ الْمُؤْمِنِينَ يُدْنِينَ عَلَيْهِنَّ مِنْ جَلَابِيبِهِنَّ} وَلَبِسَهَا عِنْدِي عُبَيْدَةُ بِرِدَائِهِ، فَتَقَنَّعَ بِهِ، فَغَطَّى أَنْفَهُ وَعَيْنَهُ الْيُسْرَى، وَأَخْرَجَ عَيْنَهُ الْيُمْنَى، وَأَدْنَى رِدَاءَهُ مِنْ فَوْقٍ حَتَّى جَعَلَهُ قَرِيبًا مِنْ حَاجِبِهِ أَوْ عَلَى الْحَاجِبِ

"Ben, Ubeyde es-Selmâni radıyallahu anh’e bu âyetten (Ahzab 59. Ayetinin manası hakkında) sordum. Ubeyde ridasını giydi, onu peçe yaparak burnunu ve sol gözünü örttü, sağ gözünü açık bıraktı. Ridasını üzerinden kaş üzerine yakın gelecek şekilde saldı." [4]

Abdullah b. Abbas radıyallahu anhuma’dan:

أَمَرَ اللَّهُ نِسَاءَ الْمُؤْمِنِينَ إِذَا خَرَجْنَ مِنْ بُيُوتِهِنَّ فِي حَاجَةٍ أَنْ يُغَطِّينَ وَجَوهَهُنَّ مِنْ فَوْقِ رُءُوسِهِنَّ بِالْجَلابِيبِ، يُبْدِينَ عَيْنًا وَاحِدَةً

"Allah, müminlerin kadınlarına, bir ihtiyaçları için evlerinden çıktıklarında, başlarının üzerinden örtecekleri örtüleriyle yüzlerini örtmelerini ve sadece bir gözlerini açmalarını emretmektedir."[5]

Abdullah b. Mes’ud Radıyallahu anh’den; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;

إنَّ الْمَرْأَةَ عَوْرَةٌ ، فَإِذَا خَرَجَتِ اسْتَشْرَفَهَا الشَّيْطَانُ ، وَأَقْرَبُ مَا تَكُونُ مِنْ وَجْهِ رَبِّهَا وَهِيَ فِي قَعْرِ بَيْتِهَا

 “Kadın avrettir. Dışarı çıktığı zaman şeytan, bakışları ona çevirtir. Kadının Rabbinin vechine en yakın olduğu yer, evinin ortasıdır.”[6]

Yedi büyük fakihten biri olan Ebu Bekr Abdurrahman b. Haris b. Hişam:

“Hür kadın tırnağına kadar avrettir” demiştir.[7]

Ahmed b. Hanbel[8] ve İmam Malik’in[9] kavli de böyledir. 

İleride inşaallah kadınların elleri ve yüzünü de örtmesinin gerektiğinin delilleri ayrıntılı ele alınacaktır.



[1] Kurtubi Tefsir, (7/230)

[2] Tefsiru İbn Kesir (3/283)

[3] Sahih. Buhari (4750)

[4] Sahih mevkûf. Taberi (19/181) İbn Ebi Hatim (10/3154) Cessas (3/458) Suyuti  Durru’l-Mensur (8/209) İbn Kesir Tefsir (6/482) Begavi Tefsir (6/376)

[5] Hasen mevkûf. Taberi (19/181) İbn Ebi Hatim (10/3153) İbn Kesir (6/481) Tefsiru’l-Begavi (6/376)

[6] Sahih. İbn Huzeyme (3/93) İbn Hibban (12/412, 413) Bezzar (5/489, 492) Taberani (9/295, 10/108) Deylemi (6713) Abdulhak el-İşbili Ahkâm (2/46) Hatib Tarih (8/451) Darekutni İlel (5/314) “hasen, sahih” kaydıyla Tirmizi (1173) Mecmau’z-Zevaid (2/35)

[7] Hasen maktû. İbn Ebi Şeybe (3/467) Ahmed Ahkamu’n-Nisa (no:23) İbn Abdilberr, et-Temhid (6/364) İbnu’l-Munzir el-Evsat (7/309) Kurtubi Tefsir (7/83) İbn Adil Tefsiru’l-Lubab (7/308) İbn Katan, İhkâmu’n-Nazar (s.174) Durru’l-Mensur (7/289) İbn Receb Fethu’l-Bari (3/68) Şerhu İbn Battal (3/37) İbn Kudame el-Mugni (3/54) el-Elbani; Reddu’l-Mufhim (s.31)

[8] Sahih maktû. Ahmed, Ahkamu’n-Nisa (no:14-15) Kurtubi Tefsir (7/83) İbn Adil Tefsiru’l-Lubab (7/308) İbn Muflih el-Füru (1/476) el-İnsaf (2/227) İbn Teymiyye Hicabu’l-Mer’e (s.15) Mecmuu’l-Fetava (5/110) İbn Katan İhkâmu’n-Nazar (s.175)

[9] İbn Teymiyye Hicabu’l-Mer’e (s.15) Mecmuu’l-Fetava (5/110)

İlkokullarda Kadın-Erkek Karışıklığının Hükmü

  Soru: “ Yedi yaşından küçük erkek ve kız çocukların aynı sınıfta din ve Kur’an dersi görmeleri caiz midir? ” Şeyh Ahmed b. Yahya en-Nec...