Yaşlı Kadınların Tesettürü

 Nur Suresi 60. Ayeti

Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَالْقَوَاعِدُ مِنَ النِّسَاءِ اللاَّتِي لاَ يَرْجُونَ نِكَاحًا فَلَيْسَ عَلَيْهِنَّ جُنَاحٌ أَنْ يَضَعْنَ ثِيَابَهُنَّ غَيْرَ مُتَبَرِّجَاتٍ بِزِينَةٍ وَأَنْ يَسْتَعْفِفْنَ خَيْرٌ لَهُنَّ وَاللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ

"Nikâhlanma ümidi kalmamış ihtiyar kadınların ziynetlerini açıkça belirtmeyecek şekilde dış örtülerini bırakmalarında bir mahzur yoktur. İffetli olmaları ise kendileri için daha hayırlıdır. Allah hakkıyla işitendir, bilendir." (Nur 60)

Hasen el-Basrî’den: “وَالْقَوَاعِدُ مِنَ النِّسَاءِ” kavli; Evlenemeyecek kadar yaşlı olan kadınlardır.”[1]

Katade dedi ki: “Burada hayız görmeyen ve evlenme ümidi olmayan kadınlar kastedilmektedir. Allah Teâlâ böyle kadınların cilbablarını (dış örtülerini) çıkarmalarına ruhsat vermiştir.”[2]

İbn Mes’ud ve İbn Abbas radiyallahu anhuma; “ثِيَابَهُنَّ” kavli ile kastedilen cilbabdır” dediler.[3]

İbn Abbas radiyallahu anhuma’dan: “Böylesi bir kadının evinde dış elbisesini (cilbabını) çıkarıp, Allah’ın sevmediği teberrücü yapmaksızın (zinetlerini göstermeden) başörtüsü ve gömleğiyle kalmasında bir sakınca yoktur. Sonra; “İffetli davranmaları kendileri için daha hayırlıdır” buyurmuştur.”[4]

Said b. Cubeyr dedi ki: “Böylesi kadınlar, ziynet yerlerini göstermeden cilbablarını (dış örtülerini) çıkarabilirler.”[5]

Mucahid dedi ki: “İffetli olmaları yani cilbablarını giymeleri kendileri için daha hayırlıdır.”[6]

Asım el-Ahvel şöyle demiştir;

كُنَّا نَدْخُلُ عَلَى حَفْصَةَ بِنْتِ سِيرِينَ، وَقَدْ جَعَلَتِ الْجِلْبَابَ هَكَذَا، وَتَنَقَّبَتْ بِهِ فَنَقُولُ لَهَا رَحِمَكِ اللهُ قَالَ اللهُ تَعَالَى: {وَالْقَوَاعِدُ مِنَ النِّسَاءِ اللَّاتِي لَا يَرْجُونَ نِكَاحًا فَلَيْسَ عَلَيْهِنَّ جُنَاحٌ أَنْ يَضَعْنَ ثِيَابَهُنَّ غَيْرَ مُتَبَرِّجَاتٍ بِزِينَةٍ} هُوَ الْجِلْبَابُ قَالَ فَتَقُولُ لَنَا: أِيُّ شَيْءٍ بَعْدَ ذَلِكَ؟ فَنَقُولُ: {وَأَنْ يَسْتَعْفِفْنَ خَيْرٌ لَهُنَّ} فَتَقُولُ: " هُوَ إِثْبَاتُ الْجِلْبَابِ

"Biz Hafsa bt. Sirin’in yanına vardığımızda örtüsünü hep şu şekilde yaparak yüzünü örterdi. Biz ona dedik ki:

“Allah'ın rahmeti üzerine olsun! Allah Teâlâ şöyle buyurur:

Nikâhlanma ümidi kalmamış ihtiyar kadınların ziynetlerini açıkça belirtmeyecek şekilde dış örtülerini bırakmalarında bir mahzur yoktur." (Nur 60) Bu ayette cilbabı bırakabileceğin geçiyor” Hafsa bize:

“Onun devamında ne buyruluyor?” dedi. Biz ayetin devamını okuyup;

Şayet iffetlerini takınırlarsa kendileri için daha hayırlıdır" buyruluyor” dediğimiz zaman dedi ki:

“İşte cilbabın şart olduğunu belirten hüküm budur.”[7]

Bu rivayet, yüzü açmanın caiz olduğunu söyleyenleri çürütmektedir. Zira selef, cilbab kelimesiyle, kadının yabancılara karşı yüzünü örtmesinin kastedildiğini anlamışlardır.

İhtiyar kadınların ziynetlerini açmadan yüzlerini açmaları caizdir. Başka kadınların yüzlerini açmaları caiz olsaydı, Asım el-Ahvel ve yanındakiler, Hafsa bt. Sirin'e, ihtiyar kadınlar hakkındaki bu ayeti delil gösterdiğinde: “Yüzünü açman caizdir” derlerdi.

Yaşlı Kadınların Tesettürü

Soru: 70 veya 90 yaşlarındaki yaşlı kadınların mahremi olmayan akrabaları yanında yüzlerini açmaları caiz midir?

Şeyh İbn Baz’ın cevabı: Allah Azze ve Celle buyurur ki:

Bir nikâh ümidi beslemeyen, çocuktan kesilmiş yaşlı kadınların, ziynetleri (yabancı erkeklere) teşhir etmeksizin (bazı) elbiselerini çıkarmalarında kendilerine bir vebal yoktur. İffetli davranmaları kendileri için daha hayırlıdır. Allah işitendir, bilendir.” (Nur 60)

Ayette geçen “kavaid” nikâh için rağbetleri kalmamış ihtiyar kadınlardır. Onların ziynetlerini gösterip açılmaksızın yüzlerini namahremleri yanında açmalarında günah yoktur. Lakin örtmeleri daha faziletli ve ihtiyatlı olanıdır. Çünkü:

İffetli davranmaları kendileri için daha hayırlıdır” buyrulmuştur. Zira bazılarının görünmesi, zinetini açmayan yaşlı kadınlar da olsalar güzel surette olmaları sebebiyle fitne olmaktadır. Ama açılıp saçılmak onlara da caiz değildir. Yüzü sürme gibi şeylerle güzelleştirmek de açılıp saçılmaya girer. Başarı Allah’tandır.”



[1] Sahih maktu. Abdurrazzak Tefsir (3/63) İbn Ebî Hâtim (14832)

[2] Hasen maktu. İbn Ebî Hâtim (14834)

[3] Sahih mevkuf. Abdurrazzak Tefsir (3/63) İbn Ebî Hâtim (14840, 14843) Taberî (17/362) Taberânî (9022) Ebu Ubeyd en-Nasih ve’l-Mensuh (s.179) Beyhaki (7/93)

[4] Hasen mevkuf. Taberî (17/360) İbn Ebî Hâtim (14844) Beyhaki (7/93)

[5] Hasen maktû. İbn Ebî Hâtim (14851)

[6] Sahih maktû. Tefsiru Mucahid (2/444) İbn Ebî Hâtim (14854) Taberî (17/364)

[7] Sahih maktu. Beyhaki (7/93) Elbani Cilbabu’l-Mer'e (s.110)

İlkokullarda Kadın-Erkek Karışıklığının Hükmü

  Soru: “ Yedi yaşından küçük erkek ve kız çocukların aynı sınıfta din ve Kur’an dersi görmeleri caiz midir? ” Şeyh Ahmed b. Yahya en-Nec...