Kadının Elbisesini Giyim Mağazalarında Çıkarmasının Hükmü

 Soru: Kadının alış veriş yapılan dükkânlarda elbisesini çıkarması, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in: “Herhangi bir kadın evinin dışında elbisesini çıkarırsa…” hadisiyle örtüşür mü?

Şeyh el-Elbâni şöyle cevap verdi: “Öncelikle ben bu hadisten kadının elbisesini tamamen çıkarmasını anlıyorum.

Birincisi: Hadis, elbisesini tamamen soyunan kadın hakkındadır. Bu yüzden kadının evi dışında hamama girmesi hakkında bu hadis delil getirilmektedir. Bununla beraber diyorum ki, kadın kocasının veya mahremlerinin evi dışında bir hamama girmeye mecbur kalırsa, o zaman sedd-i zeria (kötülüğe götüren vesilelerin engellenmesi) olarak güvende olmanın düşünülmesi gerekir.

Çünkü hüküm sadece taabbudî değildir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in kadının (evi dışında) soyunmasından yasaklamasındaki hikmet veya illet bilinmemektedir.

Hatta bu anlam olarak makuldur, zira bu, (hamama gitmesi) onun namusu konusunda fitneye düşmesine arz edilmesi olur. Şayet burada kendisine saldıracak kimseden koruyacak mahremi varsa o zaman mani ortadan kalkar.

Böyle bir engel, mahremi olmayan biri vasıtasıyla da olsa mevcut ise, mesela içinde erkek bulunmadığından kesin olarak emin olduğu bir evde olursa, kendisinin avretini görebilecek kimse – hatta kadınlar dahi görmemelidir – olmaması için ihtiyat tedbiri alırsa o zaman orada banyo yapabilir.

Hadisi ve fıkhını anladıysak, şimdi doğruca sorunun cevabına geçebiliriz.

Diyorum ki; giyim mağazalarında bulunan soyunma odaları – öncelikle – casusluk yapacak gözlerden korunuyor ve kadınlara ait bölüme giriş engelleniyor olmalıdır. Zira bizler bazı büyük otellerin salonlarında ve düğün salonlarında, orada oturanların fark etmedikleri bazı köşelere konulan kameralar olduğunu ve salondakilerin haberi olmadan resimlerini çektiğini işitiyoruz.

Onlar: “Kimse yok” diyorlar, lakin burada birçok kimse vardır. Gözler onu görmüyor fakat görülüyorlar. Bu odaların da güvenilir olması, bu gibi röntgenci gözlerin bulunmaması şart koşulur.

  İkincisi: Bu kadın, mahremlerinin veya arkadaşının odasının dışında da olsa, kendisi hakkında başına gelebilecek bir şeyden güvende ise ve bu tedbirler sayesinde müslüman kadının bu soyunma odasına girip satın almak istediği elbiseyi denemesinin caiz olduğunu söyleyebiliriz.

Lakin diyorum ki, müslüman kadının elbiseyi giyinerek denemedikçe beğenmemesi gibi, giyim türüne önem vermesini uygun görmüyorum.

Çünkü ben burada bütün bunlardan maksadın, elbisenin üzerine dar veya bol gelmemesi olduğunu anlıyorum. Bu, dinin hükmüyle çekişmektir. Çünkü elbisesinin şeffaf olmaması gerektiği gibi yine aynı şekilde vücut hatlarını belirtmemesi de şart koşulmuştur.

Bu yüzden bütün bu şart koştuğumuz korunma tedbirlerine rağmen, ben bu gibi soyunma odalarına girişin, dine aykırı hususlardan selamette kalmayacağını düşünüyorum.”

Konuya mudahil olan birisi şöyle dedi: “Özür dilerim ey şeyh! Söylediklerinize katılıyorum, Allah size mubarek kılsın. Amman’da bir adam ilişkiye girmek üzere eşini bir otele götürmüş. Gece tamamen kamerayla çekilmiş ve bu durum ortaya çıkmış. Bu olaydan sonra otel kapatılmış. Bu kaset yüzlerce dinara satılarak dağıtılmış.”

Şeyh el-Elbânî: Bu İslam ülkesinde oluyor! Küfür ve tuğyan ülkelerinde nasıl olmaz?!

Soru sahibi: Ey şeyh! Ben bu meseleyi samimiyetle araştıran bir elbise satıcısıyım. Sözlerinizden anlaşılan şu ki, siz mağazanın güvenilir olması gerektiğini ve kadının mahreminin bulunması gerektiğini söylüyorsunuz.

Lakin Avustralya’da bu açıdan güvenilebilecek tüccarlar bulunmamaktadır. Çünkü çoğunluğu kâfirlerdir. Ey şeyh! Bazı mağazalarda müşterileri kontrol için konulan kameralar var. Oraya giren müşterilerin iç giysilerini çalmamaları için elbise deneme odalarına da bu kameraları koyuyorlar.”[1]



[1] Şeyh el-Elbani, Avustralya Fetvaları.

İlkokullarda Kadın-Erkek Karışıklığının Hükmü

  Soru: “ Yedi yaşından küçük erkek ve kız çocukların aynı sınıfta din ve Kur’an dersi görmeleri caiz midir? ” Şeyh Ahmed b. Yahya en-Nec...