Kadının yüzünü açmasının mubah olduğunu savunanların hiçbir sağlam delili yoktur. En kuvvetli delilleri ihtimal üzerinedir. Yukarıda açıkladığımız kesin deliller karşısında ise ihtimaller asla hüccet olmaz. Elbani rahimehullah’ın Hicab risalesinde ileri sürdüğü bu şüpheler ve cevabı özetle şu şekilde
Elbani rahimehullah’ın Hicab risalesinde ileri sürdüğü diğer şüpheler ve
cevabı özetle şu şekilde
1- Fadl b. Abbas radıyallahu anhuma ilgili rivayette Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem’e fetva sormaya gelen kadının güzelliğinden
bahsedilmesi, onun yüzünün açık olduğuna delalet etmez. Kadının yüzünün açık
olduğu zikredilmemiştir. Kadının güzellikle vasıflanmış olması sadece yüzünden
dolayı olmaz.
Rivayetin diğer metninde Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem illet
olarak kadının güzelliğini değil, her ikisinin genç olması sebebiyle fitneye
düşebileceklerini belirtmiştir.[1]
Bu da kadının yüzünün örtülü olduğunu gösterir. Kadınların yüzlerini
örtmelerinin vacip olduğunu gösteren net delillerden sonra ihtimallerle hükme
gidilemez. Bu müteşabihle delil getirmek olur.
2- Sehl b. Sa'd radıyallahu anh’ın rivayet ettiği, kendisini
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e hibe etmek isteyen kadına
Rasulullah’ın bakmasını delil getirmek üç açıdan müteşabihe tutunmaktır:
a- Hicab emrinden
önce vuku bulmuş olabilir.
b- Rivayette kadının
yüzünün açık olduğu geçmemektedir.
c- Nikah talebiyle
kadına bakmak ruhsat verilen hususlardandır
3- Subey’a bt. Haris rivayetinde kadının yüzünün açık olduğu geçmemektedir.
Gözlerinin sürmeli ve ellerinin kınalı olduğu zikrediliyor.
4- Cabir b. Abdillah radıyallahu anhuma’dan siyah yanaklı kadın vasfıyla
gelen rivayette, Müslim’in rivayetinde hata vardır. “Kadınların arasında” diye
geçen ifadenin doğrusu: “Kadınların düşüklerinden siyah yanaklı bir kadın”
şeklindedir.[2]
Nitekim İbn Ebi Şeybe’nin rivayetinde “Kadınların seçkinlerinden olmayan..”
lafzıyla gelmiştir. Bu ifade kadının cariyelerden olduğunu ifade etmektedir.
Cariyeler ise yüzlerini örtmezler. Yine evlenme ümidi kalmamış yaşlı bir
kadın olabilir. Onlara da yüzlerini örtmek farz değildir. Yahut bu hadisenin
hicab emrinden önce vaki olması da muhtemeldir. Bu da müteşabihle delil
getirmek olur.
5- İbn Abbas radıyallahu anhuma’nın bayram namazı ile ilgili rivayetinde
kadınların yüzüklerini Bilal radıyallahu anh’ın serdiği yaygıya atmalarında
onların ellerini görmüş olabileceği de sadece bir ihtimal zikridir. Bu hadiste
yüzün açık olduğuna dair bir şey yoktur. Yine ellerinin açık olduğuna dair de
bir açıklama yoktur. İbn Abbas radıyallahu anhuma’nın o sırada yaşının küçük
olduğunun zikredilmesi de diğer bir husustur.
6- Kadınlara bakmaktan yasaklayan hadisleri yüzü açmanın caiz olmasına
delil getirmeye gelince, bu bakışlar hakkındaki yasak mutlaktır. Bu
hadisler;
* Cariyelere ve
zımmilerin kadınlarına yahut örtünme emrini terk edenlere bakmayı da
yasaklamaktadır.
* Bakma yasağı sadece
yüzlerine bakmaktan yasaklamak değildir. Onların endamına bakmak da yasaktır.
Bu sebeple nikâh talebinde kadına bakmaya ruhsat verilmiş, fakat kadının,
kendisine nikah için talip olana yüzünü veya zinet yerlerini açabileceğine dair
bir delil gelmemiştir.
*Yine bazen örtülü
kadının gözleri dahi fitneye düşürücü olabilmektedir.
7- Aişe radıyallahu anha’dan sabah namazına kadınların çıkması rivayetinde
onların tanınmasına karanlığın mani olmasının zikredilmesini, yüzlerinin açık
olduğuna delil getirilmiştir. Rivayette geçen: “mutelleffiat bimurutihinne”
ifadesi, yüzlerinin örtülü olduğu anlamına gelmektedir. Karanlıktan tanınmamalarının zikredilmesi ise,
erkek mi, kadın mı olduklarının bilinmeyecek şekilde olduğu veya kadınların
dahi birbirlerini tanıyamayacakları kadar karanlık olduğu anlamına gelir.
Nitekim kadınların namaz için mescide çıkmalarına ancak karanlık vakitlerde
izin verilmiştir.