7- Örtü Kâfir Elbisesine Benzememelidir

 İbn Ömer radıyallahu anhuma’dan: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

بُعِثْتُ بَيْنَ يَدَيِ السَّاعَةِ بِالسَّيْفِ حَتَّى يُعْبَدَ اللهُ وَحْدَهُ لَا شَرِيكَ لَهُ، وَجُعِلَ رِزْقِي تَحْتَ ظِلِّ رُمْحِي، وَجُعِلَ الذِّلَّةُ وَالصَّغَارُ عَلَى مَنْ خَالَفَ أَمْرِي، وَمَنْ تَشَبَّهَ بِقَوْمٍ فَهُوَ مِنْهُمْ

Kıyametin önünde, kılıçla gönderildim ki hiçbir şey ortak koşulmadan yalnızca Allah’a ibadet edilsin. Rızkım mızrağımın gölgesi altında kılındı. Emrime muhalefet edenlere zillet ve küçüklük yazıldı. Kim kendini bir kavme benzetirse onlardandır.”[1]

İbn Teymiyye şöyle demiştir: “Zahirinde onlara benzeyenin küfrünü gerektirse de, bu hadisin en düşük derecesi, onlara benzemeyi haram kılmasıdır.”[2]

es-San’ani bu hadisi şerh ederken şöyle demiştir: “Alimler dediler ki; görünüşte kafire benzemek ve onun gibi itikad etmek küfürdür. Eğer onun gibi itikad etmezse bu hususta fakihler arasında ihtilaf vardır. Hadisin zahirinde geldiği üzere “kâfir olur” diyen de, “kâfir olmaz fakat te’dip edilir” diyen de vardır.”[3]

Ebu Said el-Hudrî radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

لتَتَّبِعُنَّ سَنَن مَنْ كان قبلكم شِبْرا بِشِبر، وَذِرَاعا بِذِراع حتى لو دَخَلُوا جُحْرَ ضَبّ لَتَبِعْتُموهُمْ قَالَ أَبُو سَعِيدٍ الْخُدْرِيُّ قُلْنَا: يَا رَسُولَ اللهِ الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى قَالَ: فَمَنْ

Elbette sizden öncekilerin yoluna adım adım, karış karış uyacaksınız. Hatta öyle ki, onlar bir kertenkele deliğine girseler siz de onları takip edeceksiniz.” Ebu Said el-Hudri radıyallahu anh dedi ki:

“Biz: Ey Allah’ın rasulü! Yahudi ve Hıristiyanları mı (kastediyorsun)? Dedik. Buyurdu ki:

(Başka) kimler olacaktı ki?[4]

Şeddad b. Evs radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

لَيَحْمِلَنَّ شِرَارُ هَذِهِ الْأُمَّةِ عَلَى سَنَنِ الَّذِينَ خَلَوْا مِنْ قَبْلِهِمْ أَهْلِ الْكِتَابِ حَذْوَ الْقُذَّةِ بِالْقُذَّةِ

Bu ümmetin kötüleri, daha önce yaşayan Ehl-i Kitab’ın yaptıklarını eksiksiz bir şekilde, adım adım aynen yapacaktır.[5]

Kadının Pantolon Giymesi

Kadınlar için pantolon giymek, her iki benzeme çeşidine de girer. Doğrusu erkeklerin de dar pantolon giymesi caiz değildir.

Ebu Hureyre radiyallahu anh’den:

بَيْنَا النَّبِيُّ صَلى الله عَلَيه وَسَلم جَالِسٌ عَلَى بَابٍ مِنْ أَبْوَابِ الْمَسْجِدِ مَرَّتِ امْرَأَةٌ عَلَى دَابَّةٍ، فَلَمَّا حَاذَتْ بِالنَّبِيِّ صَلى الله عَلَيه وَسَلم عَثَرَتْ بِهَا، فَأَعْرَضَ النَّبِيُّ صَلى الله عَلَيه وَسَلم، وَتَكَشَّفَتْ فَقِيلَ: يَا رَسُولَ اللهِ، إِنَّ عَلَيْهَا سَرَاوِيلَ، فَقَالَ: رَحِمَ اللهُ الْمُتَسَرْوِلاَتِ

“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem mescidin kapılarından birinde otururken, bineği üzerinde bir kadın geçti. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in hizasına geldiği zaman kadının bineği tökezledi ve Nebî sallallahu aleyhi ve sellem başını çevirdi. Kadının eteği açılmıştı. Dediler ki:

“Ey Allah’ın rasulü! Kadının üzerinde şalvar var.” Bunun üzerine buyurdu ki:

Allah şalvar giyen kadınlara rahmet etsin.”[6]

Bazıları hadiste geçen “sirval” kelimesini “pantolon” olarak tercüme etmişlerdir. Sirvalin pantolon diye tercüme edilmesi büyük bir hatadır.

İbn Manzur’un Lisanu’l-Arab adlı eserinde “s-r-l” maddesinde şöyle geçer: “Ebu Hureyre radıyallahu anh dedi ki:

“Dar sirval’den yasaklandı.” Ebu Ubeyd dedi ki:

“Sirval: uzun ve bol dondur.” Yani sirval ile kastedilen, kadınların etekleri altına giydiği şalvardır.

Kadınlar cilbab (dış örtü) altına dahi pantolon giyemezler. Bu lanete sebep olan bir giysidir. Allah ve rasulünün lanet ettiği bir şeyi kadınlar cilbab altına veya evde yalnızken dahi giyemezler.

Nitekim peruk hakkında da lanet varid olmuştur. Kadınlar başörtü altından ve ev içinde dahi peruk giyemezler. Kadınların pantolon giymesindeki diğer bir sakınca da; onların kendi aralarında da avretlerini örtmekle mükellef olmalarından dolayıdır. Dış örtüsü altına pantolon giyerek ziyarete giden bir kadın, mahremlerinin veya hanım arkadaşlarının yanında dış örtüsünü çıkardığı zaman vücut hatlarını belli eden pantolon ile avretini muhafaza edemeyecektir. Dar eteklerde de aynı durum söz konusudur.

Daimi Fetva Komisyonu (el-Lecnetu’d-Daime)’nin Fetvası:

“Pantolon giymek kadınlara caiz değildir. Bunda erkeklere benzemek söz konusudur. Zira pantolon erkeklerin giydiği bir elbisedir. Nitekim Nebî sallallahu aleyhi ve sellem erkeklere benzemeye çalışan kadınlara lanet etmiştir.”[7]

Üzerinde Haç Şekli Bulunan Elbise Giymek

Aişe radıyallahu anha’dan:

أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ «لَمْ يَكُنْ يَتْرُكُ فِي بَيْتِهِ شَيْئًا فِيهِ تَصَالِيبُ إِلَّا نَقَضَهُ»

“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem evinde yok etmediği haç işareti bulunan bir şey bırakmadı.”[8]

Dikra Ummi Abdirrahman b. Uzeyne şöyle dedi:

كُنَّا نَطُوفُ بِالْبَيْتِ مَعَ أُمِّ الْمُؤْمِنِينَ، فَرَأَتْ عَلَى امْرَأَةٍ بُرْدًا فِيهِ تَصْلِيبٌ، فَقَالَتْ أُمُّ الْمُؤْمِنِينَ: " اطْرَحِيهِ اطْرَحِيهِ، فَإِنَّ رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ إِذَا رَأَى نَحْوَ هَذَا قَضَبَهُ

“Bizler Kâbe’yi müminlerin annesiyle beraber tavaf ediyorduk. Bir kadının üzerinde haç işareti bulunan bir elbise gördü ve dedi ki:

“Onu at, onu at. Zira Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buna benzer bir şey gördüğü zaman onu kazırdı.”[9]

Adî b. Hâtim radıyallahu anh dedi ki: “Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e boynumda altından bir haç olduğu halde gittim. Buyurdu ki:

يَا عَدِيُّ اطْرَحْ عَنْكَ هَذَا الوَثَنَ

 Ey Adiy! Boynundaki şu putu üzerinden çıkar, at.” Bunun üzerine onu attım.”[10]



[1] Sahih. Ahmed (2/50, 92) Ebu Davud (4031) İbn Ebi Şeybe (4/212) Taberani Musnedu’ş-Şamiyyin (216) Tahavi Muşkilu’l-Asar (231) Abd b. Humeyd (848). El-Elbani, el-İrva (1269) Ebu Davud ve Ahmed b. Hanbel’in isnadlarında hakkında ihtilaf edilen Abdurrahman b. Sabit b. Sevban bulunmasından dolayı Şuayb el-Arnaut zayıf demiştir. Lakin Ahmed b. Hazlem’in, Hadisu’l-Evzai cüzünde (s.31 no:30) ve Tahavi’nin Muşkilu’l-Asar adlı eserinde (1/238) İbn Ömer radıyallahu anhuma’dan rivayetinde İbn Sabit yerinde el-Evzai vardır. Bu mutabi ile hadis sahihtir. Ayrıca hadisin şahitleri de vardır. Bu hadisi muhaddislerin geneli hasen ve sahih olarak değerlendirmişlerdir. Bkz.: Darekutni el-İlel (9/272) Iraki el-Muğni (1/217) İbn Hacer Fethu’l-Bari (10/271) Busayri İthafu’s-Sadetil-Mahera (4/484) Zehebi Siyeru A’lami’n-Nubela (15/509) Suyuti Camiu’s-Sagir (8593) Elbani (Sahihu Ebi Davud, Gayetu’l-Meram, Cilbabu’l-Mer’e)

[2] İktidau’s-Sirati’l-Mustakim (1/241)

[3] Subulu’s-Selam (4/338)

[4] Sahih. Buhari (3456) Müslim (2669) benzerini Ebu Hureyre radıyallahu anh’den Buhari (7319) rivayet etmiştir.

[5] Hasen. Ahmed (4/125) Tayalisi (1217) Taberani (7/281)

[6] Hasen. Beyhaki (6/168) İbnu’l-Cevzi Ahkamu’n-Nisa (s.182) el-Elbani şöyle demiştir: “Bunun Abdulmu’min b. Abdillah es-Sedusi ve Bişr b. El-Hakem yoluyla destekleri vardır. Eğer Bişr’e kadar ulaşan isnadı sahih ise, rivayet hasen derecesine çıkar.” Elbani ed-Daife (3252) Derim ki: Bişr b. El-Hakem’e kadar ulaşan isnad sahihtir. Ebu Said Muhammed b. Şazan hakkında Zehebi, Tarihu’l-İslam’da (6/806): “Mutkin” demiştir. Ebu Mansur el-Uteki hakkında Hâkim: “saduk” demiştir. Bkz.: Zehebi, Tarihu’l-İslam (7/840) Ebu Abdillah el-Hafız ise Hakim en-Nisaburi’dir. Mucahid’den gelen mürsel rivayet de bu hadisi desteklemektedir. Böylece hadis hasen derecesine çıkmaktadır. Allah en iyi bilendir.

* Suyuti, Darekutni’nin bunu Efrad’da hasen bir isnad ile rivayet ettiğini söylemiştir. Bkz. Suyuti Lealiu’l-Masnua (2/221) Ancak o rivayette Amr b. Cumey’ itham edilmiş bir ravidir. Nasr b. Hammad da zayıftır.

* Mucahid’den mürsel olarak: Abdurrazzak (3/131) Mucahid’e kadar ulaşan isnadı hasendir.

* Ali radiyallahu anh’den çok zayıf isnadla: Bezzar (3/91) Dulabî Kuna (1/100) Beyhaki el-Adab (511) Deylemi (3222, 8155) Rafii et-Tedvin (1/224) İbn Adiy el-Kamil (1/256) İbn Asakir (4/206, 8/222) İsnadında İbrahim b. Zekeriya el-İcli meçhuldür. İbn Ebi Hatim el-İlel’de (1/492) bu rivayete münker demiş, İbrahim’in de meçhul olduğunu belirtmiştir. Rivayetin diğer bir illeti de zayıf bir ravi olan Esbag b. Nubate’dir. Bkz.: Elbani Daife (601) el-Mehamili de Emali’de başka bir rivayet yoluyla rivayet etmiştir. Bkz.: Suyuti el-Leali (2/261)

* Sa’d b. Tarif radıyallahu anhden zayıf isnadla: Hatib el-Muttefak ve’l-Mufterak (697) İbn Hacer el-İsabe (3/64) İbn Cevzi el-Mevduat (3/46) İsnadında bilinmeyen kimseler vardır.

* Vehb b. Munebbih’ten mürsel olarak: Abdulmelik b. Habib, Edebu’n-Nisa (no:131)

 

[7] Halid el-Huseynan; Kadınlar için 1000 Fetva – Polen yayınları, (s.54)

[8] Sahih. Buhârî (5952) Ahmed (23740) Ebû Dâvûd (4151)

[9] Sahih. Ahmed (25091, 25881) Nesâî, Sunenu’l-Kubrâ (9792)

[10] Sahih. Taberi (14/210) Tirmizi (3095) Taberani (17/92) Beyhaki (10/116) Ziyau’l-Makdisi el-Munteka (el yazma no:134)

İlkokullarda Kadın-Erkek Karışıklığının Hükmü

  Soru: “ Yedi yaşından küçük erkek ve kız çocukların aynı sınıfta din ve Kur’an dersi görmeleri caiz midir? ” Şeyh Ahmed b. Yahya en-Nec...