Allah Azze ve
Celle şöyle buyurmuştur:
يَابَنِي
آدَمَ قَدْ أَنْزَلْنَا عَلَيْكُمْ لِبَاسًا يُوَارِي سَوْآتِكُمْ وَرِيشًا
وَلِبَاسُ التَّقْوَى ذَلِكَ خَيْرٌ ذَلِكَ مِنْ آيَاتِ اللَّهِ لَعَلَّهُمْ
يَذَّكَّرُونَ *يَابَنِي آدَمَ لَا يَفْتِنَنَّكُمُ الشَّيْطَانُ كَمَا أَخْرَجَ
أَبَوَيْكُمْ مِنَ الْجَنَّةِ يَنْزِعُ عَنْهُمَا لِبَاسَهُمَا لِيُرِيَهُمَا
سَوْآتِهِمَا إِنَّهُ يَرَاكُمْ هُوَ وَقَبِيلُهُ مِنْ حَيْثُ لَا تَرَوْنَهُمْ
إِنَّا جَعَلْنَا الشَّيَاطِينَ أَوْلِيَاءَ لِلَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ
“Ey Âdemoğulları! Sizin avret yerlerinizi örtecek bir elbise
ve mal indirdik. Takva elbisesi ise daha hayırlıdır. İşte bu Allah’ın
ayetlerindendir; umulur ki öğüt alırlar. Ey Âdemoğulları! Şeytan ana-babanızın
avret yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini sıyırarak onları
cennetten çıkardığı gibi sakın sizi de fitneye düşürmesin! Çünkü gerçekten o ve
taraftarları sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Muhakkak ki biz
şeytanları iman etmeyenlerin velileri kıldık.” (A’raf 26-27)
يَا بَنِي آدَمَ خُذُوا زِينَتَكُمْ عِنْدَ كُلِّ مَسْجِدٍ وَكُلُوا
وَاشْرَبُوا وَلَا تُسْرِفُوا إِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُسْرِفِينَ
“Ey
Âdemoğulları! Her mescide gidişinizde güzel giysilerinizi giyin.” (A’râf, 31)
İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan: “Kadınlar çıplak olarak
tavaf yapıyor, tavaf edecekleri zaman cinsel organlarını bir bez parçasıyla
kapatıp:
“Bugün onun bir kısmı yahut tamamı görünüyor olabilir, ama
ben ondan görünen kısmını kimseye helal kılmıyorum” derdi. Bunun üzerine bu
ayet nazil oldu.”[1]
Mucahid dedi ki: “Araplardan bazıları Kâ’be’yi çıplak olarak
tavaf ederler ve kişi, tavaf ettiği elbiseyi başka zaman giymezdi.”[2]
Katade
dedi ki: “Takva elbisesi; imandır.”[3]
İbn Ömer
radiyallahu anhuma’dan: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
إِذَا صَلَّى
أَحَدُكُمْ فَلْيَلْبَسْ ثَوْبَيْهِ، فَإِنَّ اللَّهَ أَحَقُّ مَنْ تُزُيِّنَ
لَهُ، فَمَنْ لَمْ يَكُنْ لَهُ ثَوْبَانِ فَلْيَتَّزِرْ إِذَا صَلَّى، وَلَا يَشْتَمِلْ
أَحَدُكُمْ فِي صَلَاتِهِ اشْتِمَالَ الْيَهُودِ
“Biriniz
namaz kıldığı zaman iki elbisesini giysin. Zira Allah kendisi için süslenilmeye
daha layıktır. Kimin de iki elbisesi yoksa namaz kılacağı zaman
elbisesini izar edinsin fakat namazında Yahudilerin sarındığı gibi sarınmasın.”[4]
İbn Rüşd
şöyle demiştir: “Bütün fakihler, “İştimalu’s-Sammâ” denilen, omuzlar veya avret
yerlerini kapatmayan tek bir kumaş parçasına bürünmek gibi bazı giyim
şekillerinin, namazda avret yerlerinin açıkta kalmaması için yasaklandığında
ittifak etmişlerdir.”[5]
Muaviye b.
Hayde radıyallahu anh’den: “Dedim ki: “Ey Allah’ın rasulü! Avretlerimiz
konusunda nelerden sakınalım?” Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu
ki:
عَوْرَاتُنَا مَا
نَأْتِي مِنْهَا وَمَا نَذَرُ؟ قَالَ «احْفَظْ عَوْرَتَكَ إِلَّا مِنْ زَوْجَتِكَ
أَوْ مَا مَلَكَتْ يَمِينُكَ» قَالَ: قُلْتُ: يَا رَسُولَ اللَّهِ، إِذَا كَانَ
الْقَوْمُ بَعْضُهُمْ فِي بَعْضٍ؟ قَالَ: «إِنِ اسْتَطَعْتَ أَنْ لَا يَرَيَنَّهَا
أَحَدٌ فَلَا يَرَيَنَّهَا» قَالَ: قُلْتُ: يَا رَسُولَ اللَّهِ إِذَا كَانَ
أَحَدُنَا خَالِيًا؟ قَالَ: «اللَّهُ أَحَقُّ أَنْ يُسْتَحْيَا مِنْهُ مِنَ
النَّاسِ»
“Eşin ve
sağ elinin sahip oldukları (cariyelerin) dışında herkesten avretini koru.”
Dedim ki:
“Birbirimiz
(erkekler) arasında nasıl olur?” Buyurdu ki:
“Gücün
yettiği kadarıyla avretini kimseye gösterme” Dedim ki:
“Birimiz
yalnız başına olduğunda?” Buyurdu ki:
“Allah
Tebarek ve Teâlâ kendisinden hayâ edilmeye insanlardan daha layıktır.”[6]
Misver b.
Mahrame radiyallahu anh’den: “Ağır bir taş taşıyordum. Üzerimde hafif bir izar
vardı. Taş üzerimdeyken izarım çözüldü. Taşı bırakamadım ve o halde yerine
kadar götürdüm. Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu:
ارْجِعْ إِلَى ثَوْبِكَ
فَخُذْهُ، وَلَا تَمْشُوا عُرَاةً
“Dön de
elbiseni al, çıplak gezmeyin!”[7]
Ebu Said
el-Hudrî radiyallahu anh’den: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu:
لَا يَنْظُرُ الرَّجُلُ
إِلَى عَوْرَةِ الرَّجُلِ، وَلَا الْمَرْأَةُ إِلَى عَوْرَةِ الْمَرْأَةِ، وَلَا
يُفْضِي الرَّجُلُ إِلَى الرَّجُلِ فِي ثَوْبٍ وَاحِدٍ، وَلَا تُفْضِي الْمَرْأَةُ
إِلَى الْمَرْأَةِ فِي الثَّوْبِ الْوَاحِدِ
“Erkek,
erkeğin, kadın da kadının avretine bakamaz. Tek bir örtü altında erkek,
erkekle, kadın da kadınla yanyana yatamaz.”[8]
[1]
Sahih. Muslim (3028) Nesâî (2956)
Taberî (10/150) İbn Ebî Hâtim (8375) Beyhakî (2/223)
[2]
Sahih maktu. Tefsiru Mucahid (1/233)
Taberî (10/120) İbn Ebî Hâtim (8328)
[3]
Hasen maktu. Taberî (10/131)
[4]
Sahih. Taberânî Evsat (9/144) Bezzar
(12/211) Tahavî Şerhu Meani’l-Asar (1/378) en-Neccad Musnedu Ömer b. El-Hattab
(78) Beyhaki (2/236) el-Elbani es-Sahiha (1369)
[5]
İbn Ruşd, Bidayetu’l-Muctehid (1/250)
[6]
Hasen. Ahmed (5/3) Ebu Davud (4017)
İbn Mace (1920) Tirmizi (2769)
[7]
Sahih. Muslim (341) Ebû Dâvûd (4016)
[8]
Sahih. Muslim (338) Ahmed (11207)
Tirmizî (2793) İbn Mâce (661)