Kadının Kadınlara Karşı Avreti

 Kadının, kadınlar karşısındaki avreti, kadının mahremlerine karşı olan avreti gibidir. Kadının, aynı zamanda abdest azaları olan ziynet yerlerini kendi cinsinden olan kadınlara göstermesi caizdir. Kadınların arasında olduğu gerekçesiyle kadının örtüsünü açması ise caiz değildir. Allah’ın dininde bunun yeri yoktur.

Kadının kadına karşı avretinin, erkeğin erkeğe karşı avreti gibi olduğu, yani diz ile göbek arası olduğu görüşü doğru değildir. Buna delalet eden sahih veya zayıf bir delil söz konusu değildir. Bu görüşün ilimden ve delilden kokusu dahi yoktur. Bilakis Kitap ve Sünnet nasları, kadının kadınlara karşı avretinin; kadının mahremlerine karşı avretiyle aynı olduğunu göstermektedir.

Bunu destekleyen şeylerden birisi de cariyenin avret bakımından hürün avretinin yarısı kadar olmasıdır.

Abdullah b. Amr radıyallahu anhuma’dan: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

إِذَا زَوَّجَ أَحَدُكُمْ خَادِمَهُ -عَبْدَهُ، أَوْ أَجِيرَهُ -فَلَا يَنْظُرْ إِلَى مَا دُونَ السُّرَّةِ، وَفَوْقَ الرُّكْبَةِ

Biriniz hizmetçisi olan kölesini veya işçisini evlendirdiği zaman göbek ile diz arasına bakmasın.”[1]

Beyhaki dedi ki: “Sahih olan, cariyenin evlendikten sonra artık efendisine, hür kadının da mahremlerine, iş yapma esnasında görünen kısımdan başkasını göstermemesidir.”

İbn Teymiyye rahimehullah dedi ki: “Hicab, cariyelere değil, hür kadınlara mahsustur. Müminlerin Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in ve halifelerinin zamanındaki adetleri, hürlerin örtünmesi, cariyelerin ise açık olmasıdır. Ömer radıyallahu anh yüzünü örten bir cariye gördüğü zaman onu döver ve şöyle derdi:

أَتَتَشَبَّهِينَ بِالْحَرَائِرِ! أيْ لكـاع

“Hürlere mi benzemeye çalışıyorsun ey alçak!”[2] Cariyeler başını, ellerini ve yüzlerini açık bırakırlardı… Yine ümmet fitneden korkulduğu zaman cariyelerin üzerine örtü indirmiş ve örtmüşlerdir. Onlara bakmaktan ve onların bakmasından sakınmak gerekir.

Kitap ve sünnette cariyelere bakmanın ve onların örtünmeyi terk edip ziynetlerini göstermelerinin mubah olduğunu gösteren bir delil yoktur. Lakin Kur’an, hürlere emrettiği şeyi cariyelere emretmemiştir…

Durum böyle olduğuna göre cariyenin açılması ve ona bakmak bir fitnedir. Öyle olmasa dahi bunun engellenmesi gerekir. Erkeğin erkeklere ve kadının kadınlara karşı durumu da böyledir. Şayet bir kadın, kadınlar için fitne olursa ve bir erkek, erkekler için fitne olursa, ırzın korunması için bakışları kısmaya dair emir onlara bakmak hakkında da geçerli olur.”

Ömer radıyallahu anh’ın bu fiili, yüzü örtmenin hür kadınlara has olduğunun en kuvvetli delillerindendir. Hür kadınlar yüzlerini örtmekle cariyelerden ayrıcalıklıdırlar.

Kadının Kadınlar Önünde Teberrüc Yapması

Bu zamandaki kadınların ve kızların birbirleriyle fitneye düşmelerinde en önemli sebeplerden birisi, kadınlar arasında da olsa, süslenme ve giyimdeki gevşekliktir. Şeriat ise iyiliklerin elde edilmesi ve tamamlanması, kötülüklerin ise azaltılması ve yok edilmesi üzere gelmiştir.

Son zamanlarda yaygın olan utanç verici görüntüler ve giyimler iffetli Müslümanların giyim ve görünüşlerinden değildir. Kâfirlerin ülkelerinden geçmiştir. Kadınlar arasında bu çirkin görüntü ve giyimlerle övünmek meşhur hale gelmiştir. Kısa elbiseler, çıplaklık, ince ve şeffaf elbiseler, badi ve streç denilen vücuda yapışan elbiseler, jeans ve kot pantolonlar gibi kıyafetler, “erkekler görmüyor” gerekçesiyle kadınlar arasında giyilir olmuştur. Yardım istenecek olan Allah’tır.

Kadının, kadınlar yanında ziynet ve abdest azalarından başkasını göstermesinin caiz olmadığını gösteren delillerden birisi de sahabe kadınlarının, kadınlar arasında yıkanılan hamamlara gidenlere karşı çıkmalarıdır.

Bu Meselede el-Elbâni’nin Fetvası

Şeyh el-Elbânî rahimehullah’a şöyle soruldu: “Müslüman bir kadının, Müslüman veya kitap ehli bir kadına karşı zinetinden ve bedeninden göstermesi helal olan kısım nedir?

Şöyle cevapladı: Bu soru hakikatte çok önemlidir. Zira Müslümanların kadınlarının ve hanımlarının geneli bu hakikatten gerçekten tehlikeli bir gaflet içerisindedirler. Bunun sebebi, bazı fakihlerde meydana gelen fıkhî sapmadır. Bu sapma satırlara geçmiş ve bu mezhebe intisap edenler bunu kabul ile karşılamışlardır. Özellikle bu mezhebin ülkede veya ülkede yaşayan halk üzerinde manevî bir otoritesi varsa böyledir. Fıkıh kitaplarının çoğunda şöyle denilir:

Kadının kadına karşı avreti, erkeğin erkeğe karşı avreti gibidir, yani göbek ile diz kapağı arasıdır.” Bu kesinlikle batıldır

Öncelikle bu görüşün ne kitapta, ne sünnette sahih, zayıf ve hatta uydurma bir hadis olarak dahi bir delili yoktur. Bu sadece re’y (şahsi görüş)dir. Sonra bu görüş batıldır, zira hepimizin okuduğu Kur’ân-ı Kerim’e aykırıdır. Lakin – maalesef – Allah’ın emriyle bizi yönlendirdiği şeye yönelmemiz çok azdır. Allah, emrederek şöyle buyurur:

أَفَلَا يَتَدَبَّرُونَ الْقُرْآنَ أَمْ عَلَى قُلُوبٍ أَقْفَالُهَا

Kur’ân’ı iyice düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerde kilitler mi var?” (Muhammed 24) Mesela biz Allah Teâlâ’nın şu sözünü okuruz:

وَلَا يُبْدِينَ زِينَتَهُنَّ إِلَّا مَا ظَهَرَ مِنْهَا

Kendiliğinden görünen dışında ziynetlerini göstermesinler” (Nur 31) Delil olan kısım burası değildir. Delil olan kısım:

وَلَا يُبْدِينَ زِينَتَهُنَّ إِلَّا لِبُعُولَتِهِنَّ أَوْ آبَائِهِنَّ

zinetlerini kocalarından veya babalarından… başkasına göstermesinler” kısmıdır. Ayetin sonunda rabbimiz Azze ve Celle

أَوْ نِسَائِهِنَّ

veya kendi kadınlarından başkasına…” buyurur. Bu ayetin delalet ettiği manadan anlarız ki kadının kadına karşı avreti sınırlanmıştır. Şer’î hakikati düşünmek zorundayız. Dikkat edin, bu hakikat Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in:

Kadın avrettir” sözüdür. Bunun mutlak anlamı; kadının tamamen avret olmasıdır. Biz elimizde rabbimizin kitabından veya nebimizin sünnetinden kayıtlayan bir delil bulunmadıkça bu mutlak ifadenin dışına çıkamayız. Peki, kadının kadına karşı avretinin göbek ile  diz arası olduğunu kayıtlayan bir nas var mıdır?

Cevabımı öğrendiniz. Hatta uydurma bir hadis bile yoktur. Lakin burada bir ayet vardır. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem:

Kadın avrettir” buyurmuş, ayet açıklanmıştır:

وَلَا يُبْدِينَ زِينَتَهُنَّ إِلَّا لِبُعُولَتِهِنَّ أَوْ آبَائِهِنَّ

Ziynetlerini kocalarından veya babalarından… başkasına göstermesinler

Peki, bir kızın, babasına karşı avreti nedir? Göbeği ile dizi arası mı? Cevap: hayır, bunun bir aslı yoktur. Lakin ayet onun avretinin bundan çok daha geniş bir kısım olduğunu pekiştirmektedir. Böylece buradan Allah Teâlâ’nın “ziynetlerini göstermesinler” kavlinden öğrendiğimiz mana ortaya çıkmaktadır.

“Ziynetlerini” sözüyle kastedilen nedir? Yani “ziynetlerini göstermesinler” kavlinde kastedilen ziynet yerleridir. Kastedilen ziynetin kendisi değildir. Ancak ziynet yerleri kastedilmiştir. Mesela maksat; kadınların kulaklarına taktıkları küpeleri göstermemesi değildir. Maksat; lügat âlimlerinin dedikleri gibi, hazfedilmiş bir muzaf takdir edilerek “ziynet yerlerini göstermesinler” demektir.

Peki, ziynet yerleri nerelerdir? Göbekten yukarısı, cahiliyye döneminde dahi olsa, hiçbir gün ziynet yeri olmuş mudur? Cevap: hayır. Koltuk altları ziynet yeri midir? Belin iki yanı ziynet yeri midir? Sırt zinet yeri midir? Hayır! Bu avret, geçen hadisin ifadesiyle:

Kadın avrettir Öyleyse: ayet Müslüman kadının bedeninden ziynet yerleri dışında bir yeri göstermesinin caiz olmadığını söylemektedir. Ziynet yerleri ise; baş ve başta bulunanlar, küpeler, boyundaki gerdanlık, bileklerdeki bilezikler, pazudaki takılar, ayaklardaki halhallar, yani abdest organlarıdır. Abdest organları olan bu ziynet yerlerini Müslüman kadının, Müslüman kız kardeşine göstermesi caizdir.

Kâfir kadına gelince, kâfir kadın erkek gibidir. Müslüman kadının, kâfire bir kadın önünde yüzünden ve ellerinden başkasını göstermesi caiz değildir.[3]

Son derece açık olan bu ayete nasıl muhalefet edilmiş ve ayetin tam aksine kanaat edilmiş bilmiyorum! Şayet bu konuda zayıf bir hadis bulunsa da, tıpkı Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in hadisiyle Kur’ân’ın bu ayetini kayıtladığımız gibi, o hadisi sahih zannederek ayet bununla kayıtlanmış olsa neyse…”[4]



[1] Hasen. Ebû Dâvûd (4114) Ahmed (2/87) Beyhaki (2/226) el-Elbani hasen demiştir.

[2] Sahih. Beyhaki (2/226) Telhisu’l-Habir (468) İbnu’l-Hac, el-Medhal (1/145) Şeyh el-Elbanî rahimehullah: “Ömer radıyallahu anh’den sabittir” demiştir. El-Hicab (s.45)

[3] Şeyh el-Elbani kadının yüz ve elinin avret olmadığı görüşünde olduğu için böyle söylemektedir. Lakin kuvvetli deliller Şeyh el-Elbani’nin bu meselede isabet etmediğini göstermiştir. Buna göre Müslüman kadın, kâfir kadın yanında ellerini ve yüzünü dahi açamaz. Zira kadın tamamen avrettir. Kâfire kadın ise yabancı erkek hükmündedir.

[4] Silsiletu’l-Hedyi ve’n-Nur, kaset 641, dakika: 13:27

İlkokullarda Kadın-Erkek Karışıklığının Hükmü

  Soru: “ Yedi yaşından küçük erkek ve kız çocukların aynı sınıfta din ve Kur’an dersi görmeleri caiz midir? ” Şeyh Ahmed b. Yahya en-Nec...