Azatlı bir cariyesi, Aişe
radıyallahu anha’nın yanına girmiş ve demiştir ki;
“Ey müminlerin annesi!
Beyt’i yedi defa tavaf ettim ve Rükn’ü iki ya da üç kez selamladım.” Aişe
radıyallahu anha ona dedi ki;
لاَ آجَرَكِ اللَّهُ لاَ آجَرَكِ اللَّهُ
تُدَافِعِينَ الرِّجَالَ أَلاَ كَبَّرْتِ وَمَرَرْتِ.
“Allah sana karşılık
vermesin! Allah sana karşılık vermesin! Erkeklerin arasına mı girdin!? Tekbir
getirip geçemez miydin?”[1]
Hafız İbni Hacer der ki;
“el-Fakihî – Zaide’den, - o da İbrahim en-Nehaî’den naklediyor;
نهى عمر أن يطوف الرجال مع النساء، قال: فرأى رجلاً معهن فضربه بالدرة"
“Ömer radıyallahu anh,
erkeklerin kadınlarla beraber tavaf etmesini yasakladı ve bir adamı onlarla
beraber görünce onu kamçısıyla dövdü.”[2]
İbni Cürayc dedi ki: “İbn
Hişam, kadınları erkeklerle beraber tavaf etmekten yasaklayınca Atâ dedi ki:
كَيْفَ تَمْنَعُهُنَّ وَقَدْ طَافَ نِسَاءُ
رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم-؟ قُلْتُ : أَبَعْدَ الْحِجَابِ أَوْ قَبْلُ؟
قَالَ : إِى لَعَمْرِى لَقَدْ أَدْرَكْتُهُ بَعْدَ الْحِجَابِ. قُلْتُ : كَيْفَ يُخَالِطْنَ
الرِّجَالَ؟ قَالَ : لَمْ يَكُنَّ يُخَالِطْنَ كَانَتْ عَائِشَةُ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهَا
تَطُوفُ حَجْرَةً
“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in
kadınları tavaf ettiği halde, kadınları bundan nasıl alıkoyarsın?” İbn Hişam
dedi ki:
“Bunu hicap emrinden önce
mi, yoksa sonra mı yapıyorlardı?” Atâ:
“Ben onlara ancak hicap
emrinden sonra yetiştim” dedi. İbn Hişam:
“Peki, erkeklerle kadınlar
nasıl karışıyorlardı?” diye sordu. Atâ dedi ki:
“Kadınlar erkeklerin
arasına karışmıyorlardı. Aişe radıyallahu anha erkekler arasına karışmadan,
ayrı şekilde tavaf ediyordu.”[3]
Bu haber gösteriyor ki,
İslam’ın ilk yıllarında erkekler ile kadınlar karışıp, izdiham içinde tavaf
etmiyorlardı.
Daimî Fetvâ
Komisyonunun Bazı Fetvâları
Soru: Akrabalarıyla sılayı rahimi kesen kimsenin hükmü nedir? Özellikle o
akrabalar rasullerin öğretilerine saygı göstermiyorlarsa. Mesela musafaha
etmemizi ve kadın erkek karışık ortamlarına katılmamızı istiyorlar. Biz bütün
bunları haram sayarak reddettik. Bununla beraber sılayı rahmi kesmenin büyük
günahlardan olduğunu da biliyoruz. Şeyh Abdulaziz b. Baz’dan bu sorumuza
doyurucu bir cevap vermesini istiyoruz. Allah size hayırlı karşılık versin.
Cevap: Sılayı rahim farzdır. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
وَاعْبُدُوا اللَّهَ وَلَا تُشْرِكُوا بِهِ شَيْئًا
وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا وَبِذِي الْقُرْبَى…
“Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmadan ibadet edin ve ana babaya ve
akrabalara iyilik edin.” (Nisa 36)
Lakin münkeri değiştimeye güç yetmiyorsa, onların kadın erkek karışık
ortamlarına katılmamalıdır. Başarı Allah’tandır. Allah’ın salat ve selamı
nebimiz Muhammed’e, ailesine ve ashabının üzerine olsun.[4]
Soru: Benim akrabalarımın kızları ve kadınları tesettürlü değiller. Erkekler
kadınların yanına giriyorlar ve kadınlar da erkeklerin yanına giriyorlar, birbirleriyle
musafaha ediyorlar. Allah akrabaları ziyareti vacip kılmıştır. Bu halleriyle
onları nasıl ziyaret edebilirim? Onları ziyareti terk etmek caiz midir?
Cevap: Akrabalarını ziyaret et ve onlarda bulunan münkerlere karşı onlara
nasihat et. Belki bundan tevbe ederler. Eğer nasihati kabul etmezlerse, terk
etmek onlara etki edecekse, onları terk et. Eğer etki etmeyecekse ziyarete ve
nasihat etmeye devam et. Onların işledikleri münkerlerden de nefret et. Ancak
onların seni veya çocuklarını etkilemesinden korkarsan onları ziyaret etme ve
fitneden uzaklaş. Başarı Allah’tandır. Allah’ın salat ve selamı nebimiz
Muhammed’e, ailesine ve ashabının üzerine olsun.[5]
Damat İle Gelin’in Herkes
Önünden Birlikte Geçmesi
Soru: Düğünde damat ile gelinin beraber kadınlar önünde
durması caiz midir?
Şeyh İbn Cibrin şöyle cevap verdi: “Bu iş caiz değildir.
Hayânın çekilip alındığını, şer ve bela ehlinin taklit edildiğini gösterir.
Hatta iş o kadar açıktır ki gelini insanlar önünde göstermekten hayâ edilmesi
gerekir. Nasıl olur da gelinle damat insanların önünde yürür?”
[1] Hasen mevkûf. İmam Şafii
Müsned (s.127) el-Ümm (2/172) Beyhaki (5/81) Fakihi Ahbaru Mekke (1/122)
[2] Sahih mevkûf. Fakihi
Ahbaru Mekke (1/252) Fethu’l-Bari (3/480)
[3] Sahih maktû. Buhari
(1539) Abdurrazzak (5/66) Beyhaki (5/78) İbn Hacer Tagliku’t-Ta’lik (3/73)
[4]
Fetva no: 14102
[5]
Fetva no: 17324