Cilbab (Dış Örtünün) Siyah Renkte Olması

 Ashab kadınları siyah çarşaf giyerdi. Şiirlerde gecenin karanlığı cilbaba benzetilmiş[1], Ümm Seleme ve Aişe radıyallahu anhuma siyah çarşafa bürünen ashab kadınlarını “başlarında karga varmış gibi” diye tavsif etmişlerdir.

Ümm Seleme radıyallahu anha’dan:

لَمَا نَزَلَتْ هَذِهِ الْآيَةُ: {يُدْنِينَ عَلَيْهِنَّ مِنْ جَلابِيبِهِنَّ} خَرَجَ نِسَاءٌ مِنْ الْأَنْصَارِ كَأَنَّ عَلَى رُءُوسِهِنَّ الْغِرْبَانُ مِنْ أَكْسِيَةٍ سُودٍ يَلْبَسْنَهَا

“Bu ayet (Ahzab 59) nazil olunca Ensar kadınları başlarında karga varmış gibi üzerlerine giydikleri siyah elbiseler ile çıktılar.”[2]

Safiyye bt. Şeybe radıyallahu anha’dan: “Biz Âişe radıyallahu anha'nın yanında iken Kureyş'in kadınlarını ve üstünlüklerini anmıştık. Âişe radıyallahu anha şöyle dedi:

“Şüphesiz Kureyş kadınlarının üstünlüğü vardır. Allah'a yemîn ederim ki ben, Allah'ın kitabını tasdîkte ve indi­rilenlere îmânda Ensâr kadınlarından daha üstününü ve daha güçlüsü­nü görmedim. Nur sûresinde:

Başörtülerini, yakalarının üstüne salsın­lar” ayeti nazil oldu. Erkekleri evlerine dönüp Allah Teâlâ'nın kendi­lerine kadınlar hakkında indirmiş olduğunu onlara okudular. Herkes bu âyeti karısına, kızına, kız kardeşine ve akrabasına okudu. Onlardan hiç bir kadın kalmayıp, elbiselerine yöneldiler ve bun­larla başlarından aşağı örtündüler ki Allah Teâlâ'nın kitabından indir­miş olduğuna îmân etmiş ve onu doğrulamış olsunlar. Sabahleyin na­mazda Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in arkasında baştan aşağı örtülü olarak durdular. Sanki başları üzerinde kargalar vardı.” [3]

İbn Sa’d, Humeyd b. Abdillah’tan, o da annesinden şunu rivayet etmiştir: “Aişe radıyallahu anha’nın üzerinde koyu siyah bir başörtü gördüm.”[4]

Sahabenin tefsiri, eğer ihtilaf etmemişlerse merfu hadis hükmündedir. Tesettürü emreden ayet indiğinde sahabe hanımlar siyah dış örtüler edindiler. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem de bunu ikrar etti. Kadının dış giysisi olarak Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in başka bir rengi onayladığı sabit olmamıştır.

Bu Konudaki Şüpheler:

Bazıları dış elbisenin siyahtan başka renkte olabileceğini iddia ederek şunları delil getirdiler:

İkrime rahimehullah dedi ki:

أَنَّ رِفَاعَةَ طَلَّقَ امْرَأَتَهُ، فَتَزَوَّجَهَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ الزَّبِيرِ القُرَظِيُّ، قَالَتْ عَائِشَةُ: وَعَلَيْهَا خِمَارٌ أَخْضَرُ، فَشَكَتْ إِلَيْهَا وَأَرَتْهَا خُضْرَةً بِجِلْدِهَا، فَلَمَّا جَاءَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، وَالنِّسَاءُ يَنْصُرُ بَعْضُهُنَّ بَعْضًا، قَالَتْ عَائِشَةُ: مَا رَأَيْتُ مِثْلَ مَا يَلْقَى المُؤْمِنَاتُ؟ لَجِلْدُهَا أَشَدُّ خُضْرَةً مِنْ ثَوْبِهَا…

“Rifâa hanımını boşadı. Daha sonra o kadınla Abdurrahman b. Zubeyr el-Kurazi evlendi. Âişe radiyallâhu anhâ dedi ki:

“Bu kadının üzerinde yeşil bir başör­tüsü vardı. Bana (eşini) şikâyet etti ve vücudundaki yeşilliği (morluğu) gösterdi. Kadınlar birbirlerine destek olurlardı. Rasulullah sallallâhu aleyhi ve sellem ge­lince ben:

“Mümin hanımlarının karşılaştıkları böylesi bir sıkıntı hiç görmemiştim. Kadının vücudundaki yeşillik (morluk) üzerindeki örtünün yeşilliğinden daha koyu” dedim...[5]

Bu rivayette yeşil başörtüsünün dış örtü olduğuna dair bir tasrih yoktur. Bu başörtüsünü Aişe radıyallahu anha görmüştür.

Ümm Hâlid bt. Halid radıyallâhu anhâ’dan:

أُتِيَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِثِيَابٍ فِيهَا خَمِيصَةٌ سَوْدَاءُ صَغِيرَةٌ، فَقَالَ: «مَنْ تَرَوْنَ أَنْ نَكْسُوَ هَذِهِ» فَسَكَتَ القَوْمُ، قَالَ: «ائْتُونِي بِأُمِّ خَالِدٍ» فَأُتِيَ بِهَا تُحْمَلُ، فَأَخَذَ الخَمِيصَةَ بِيَدِهِ فَأَلْبَسَهَا، وَقَالَ: «أَبْلِي وَأَخْلِقِي» وَكَانَ فِيهَا عَلَمٌ أَخْضَرُ أَوْ أَصْفَرُ، فَقَالَ: «يَا أُمَّ خَالِدٍ، هَذَا سَنَاهْ» وَسَنَاهْ بِالحَبَشِيَّةِ حَسَنٌ

“Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem'e birçok elbiseler geti­rilmişti. Bunların arasında bir tane küçük siyah yün kumaş vardı. Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem:

Bunu kime giydirelim, dersiniz?” buyurdu. Oradakiler sessiz kaldılar. Bunun üzerine,

Bana Ümm Hâlid'i getiriniz” buyurdu. Ümm Hâlid, küçük kızıyla birlikte getirildi. Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem yün kumaşı aldı ve eliyle ona giydirdi.

Güle güle giy ve üzerin­de eskit” buyurdu. O kumaşın üzerinde yeşil veya sarı damgalar vardı. Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem:

Ey Umm Hâlid! Bu damgalar, güzeldir, güzeldir” buyurdu.[6]

Bu hadiste kadınların dış elbiselerinin siyahtan başka olabileceğine delil yoktur. Sözü edilen puanlı siyah kumaş, küçük bir kız çocuğuna giydirilmiştir.

Kasım b. Muhammed b. Ebi Bekr radıyallahu anhum anlatıyor; “İhramlı olduğu halde, Âişe radıyallâhu anhâ safranlı (sarı renkli) elbise giyerdi.[7]

Bu rivayet, kadınların ihramda safranla boyanmış elbise giymelerinin cevazı hakkında zikredilmiştir. Dış elbise olduğuna dair delil de yoktur. Zira Aişe radıyallahu anha, Kasım b. Muhammed b. Ebi Bekr’in halası olur. Kasım rahimehullah, halasını ev içinde giymiş olduğu elbisesiyle görebilir.



[1] Bkz Lisanul-Arab Cilbab maddesi. (1/273)

[2] Sahih. Cessas Ahkâmu’l-Kur’ân (3/486) Ahmed (6/30) Hakim (2/397) Tefsiru Abdurrazzak (2/101) Ebu Davud (4101) Taberi (22/29) Beyhaki (2/234, 7/88) İbn Ebi Hatim (10/3154) İbn Katan İhkâmun-Nazar (s.175)  

[3] Sahih. İbn Ebî Hâtim (14406) Ebû Dâvûd (4100)

[4] Sahih mevkuf. İbn Sa’d (8/71, 73) İbn Sad, Habibe bt. Abbad ve Umeyne’den de rivayet etmiştir. İbn Ebi Şeybe de Sükeyne den aynısını rivayet etmiştir. Bkz.: İbn Ebi Şeybe (5/160)

[5] Sahih. Buhari, (5825).

[6] Sahih. Buhârî, (5823).

[7] Sahih mevkûf. İbn Ebî Şeybe, (5/160).

İlkokullarda Kadın-Erkek Karışıklığının Hükmü

  Soru: “ Yedi yaşından küçük erkek ve kız çocukların aynı sınıfta din ve Kur’an dersi görmeleri caiz midir? ” Şeyh Ahmed b. Yahya en-Nec...